19. Hukuk Dairesi 2012/14348 E. , 2013/600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 16/12/2008 tarihli beş yıl süreli otogaz LPG bayiilik sözleşmesine ve sözleşmenin eki olan satış taahhütnamesine göre, davalının ayda 10 ton LPG satmayı taahhüt ederek, toplam 25.000-TL bedelli teminat mektubu verdiğini, ancak davalının satış taahhüdüne uymadığı gibi sözleşmenin 12.4 maddesine aykırı bir biçimde 07/08/2009 tarihli noter ihtarı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşme ve satış taahhütnamesi uyarınca davalının teminat tutarının beş katı tutarı olan 125.000-TL kadar tazminat ödemesi gerektiğini, müvekkilinin teminat mektuplarını nakde çevirerek davalının cari borcunu mahsup ettikten sonra kalan tutarı da tazminat tutarından çıkarttığında toplam 120.904-TL alacağı olduğunu, bu tutarın şimdilik 10.000-TL" nin temerrüt tarihi olan 18/09/2009" dan itibaren kısa vadeli avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında yapılan bayiilik sözleşmesinde davacının satış taahhüdünün düzenlendiğini, ancak müvekkilinin alımına dair bir taahhüdün sözkonusu olmadığını, ayrıca sözleşmenin ilk altı ayında tonaj taahhüdünün aranmayacağının da kararlaştırıldığını ve zaten ilk altı ayın sonunda ekonomik kriz, yangın çıkması ve akaryakıt satışı yaptığı firmayla sözleşmelerinin feshedilmesi mücbir sebeplerinden ötürü davacıyla yapılan sözleşmenin sona erdiğini, talep edilen 125.000-TL tutarındaki tazminatın ödenmesinin müvekkil şirketin ana sermayesi de gözönüne alındığında ticari mahfına neden olacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının haklı nedene dayalı olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şarttan dolayı davalının sorumlu olduğu, cezai şart miktarı bakımından her ne kadar dava kısmi olarak açılmışsa da, ödemesi durumunda davalının mahfına neden olacağı kanaatine varıldığından davalının %50 oranında cezai şart tazminatı ödemesinin hakkaniyete uygun olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, 5.000-TL cezai şart tazminatının 18/09/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin bayi tarafından süresinden önce haksız olarak davalı tarafından feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 12/5 maddesinde, "iş bu anlaşma hitam tarihinden önce bayi tarafınadan feshedildiği veya feshine sebebiyet verildiği takdirde bayinin ..."a vermiş olduğu teminat tutarının 5 katı kadar tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği " hükme bağlanmıştır. Bayi tarafından verilen teminat mektubunun 25.000- TL miktarlı olduğu gözetildiğinde anılan sözleşme hükmü uyarınca bu miktarın 5 katı olan 125.000- TL cezai şart istenebileceğinin kabulü gerekir. Ne var ki, davacı isteyebileceği cezai şart miktarının fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere bu davada 10.000- TL"lik kısmını talep etmiştir. Mahkemece talep edilen kısım üzerinden indirim yapılarak 5.000- TL"ye hükmedilmiştir.
6762 sayılı TTK"nun 24.(6102 sayılı TTK"nun 22.) maddesi uyarınca tacir sıfatın haiz bir borçlu, fahiş olduğu iddiasıyla cezai şartın indirilmesini mahkemeden isteyemez. Ancak Yargıtay tacir olan borçlunun ekonomik bakımdan yıkımına yol açacak derecede yüksek olduğu saptanan cezai şarttan indirim yapılabileceğini kabul etmektedir.
Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarının davalının mahfına sebep olacak derecede yüksek olup olmadığı hususunda davalının ekonomik durumunu ayrıntılı olarak değerlendirecek bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak indirime gerek görüldüğü takdirde somut olayın özelliği de dikkate alınarak istenebilecek toplam cezai şart miktarı üzerinden bir indirim yapılıp taleple bağlılık kuralı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi yapılan indirim hakimin takdir hakkına dayalı bir indirim olduğundan davanın kısmen reddedildiği gerekçesiyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de kabul şekli itibariyle isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.