Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15495 Esas 2013/575 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15495
Karar No: 2013/575
Karar Tarihi: 15.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15495 Esas 2013/575 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu dava, bir şirketin, Interturk Factoring A.Ş.'den tahsil edemediği 69.428 TL alacağı için ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkindir. Mahkeme, sunulan belgelerin kayıtsız şartsız borç ikrarı anlamını taşımadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiştir. Ancak, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterli olduğu, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi gerekmeyen bir durum olduğu belirtilmiştir. Kararda, ihtiyati hacizde amaç, Anayasanın 2. maddesinde yer alan \"hukuk devleti\" ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki koruma sağlamak olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, 10/10/2006 tarih ve 26315 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik'in 22/2 maddesi uyarınca faktoring şirketlerinin, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyecekleri belirtilmiştir
19. Hukuk Dairesi         2012/15495 E.  ,  2013/575 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili şirketin diğer borçluların kefaletiyle ... arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını, İnterforma şirketinin faktoring şartlarına uymadığını, bu nedenle hesabın kat edildiğini belirterek 69.428 TL alacağın temini amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
    Mahkemece, talep yargılamayı gerektirmekle ve sunulan belgeler kayıtsız şartsız borç ikrarı anlamını taşımadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.
    İcra ve İflâs Kanunu’nun 258,I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HUMK m.288 vd.; HMK m.200). Diğer geçici hukuki korumalarda olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî koruma sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî koruma sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflâs Kanunu"nun 264’üncü maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır. Ayrıca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264’üncü maddesi kapsamında “yargılamayı gerektirmesi” olasılığı, kanunda açıkça kabul edilmektedir. Bu nedenle mahkemenin “talebin yargılamayı gerektirdiği” şeklindeki gerekçesi yerinde olmadığı gibi ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren belgelerin bulunması koşulu da kanunda yer almadığından ihtiyati haciz isteminin reddine dair mahkemenin kararının gerekçesi yerinde değildir.
    Ancak 10/10/2006 tarih ve 26315 sayılı Resmî Gazetede Yayımlanan Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2 hükmü uyarınca “Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler.” Bu hüküm nedeniyle ihtiyati haciz isteyen şirketin, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilen bir alacağı devralmasına rağmen, bu alacağı tahsil edemediği konusunda mahkemede kanaat uyandıracak delilleri ibraz etmesi gerektiğinden ihtiyati haciz talebinin reddi sonucu itibarıyla doğrudur. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru olan kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438’inci maddesinin son fıkrası uyarınca gerekçesinin bu şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara