Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16251 Esas 2013/491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16251
Karar No: 2013/491
Karar Tarihi: 14.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16251 Esas 2013/491 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şirketin müvekkiline verdiği 20.000 TL bedelli çek borcunu ödemediği gerekçesiyle dava açılmıştır. Davalı, borcu kabul etmemiş ve çekte tahrifat yapıldığını belirtmiştir. Mahkeme, çekin zamanaşımı süresi dolmasından sonra bir yıl içinde talep ve dava hakkının bulunduğunu ancak davacının dava açma süresini geçirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ayrıca, çekin tahrif edilmesi ile takip yapan davacının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davalıya %40 oranında tazminat verilmiştir. Ancak, davalı duruşmada zamanaşımı defiinde bulunmuş olsa bile davacının muvafakati olmadığından zamanaşımı defii dinlenmemiştir. Bu nedenle hüküm davacı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TTK'nın 644. maddesi: Hamilin keşideciye karşı çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra bir yıl içinde talep ve dava hakkının bulunduğunu belirtmektedir.
- HMK'nın 141. maddesi: Zamanaşımı defiini ileri sürmenin cevap süresinde yapılmaması durumunda, zamanaşımı defii ancak diğer tarafın duruşmaya gelmemesi veya aç
19. Hukuk Dairesi         2012/16251 E.  ,  2013/491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı şirketin, müvekkiline verilmiş olan 20.000,00 TL bedelli çek borcunu ödemediği için davalı hakkında ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/618 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, borcu kabul etmediklerini, çekin keşide tarihinin 30/09/2008 olduğunu, çekte tahrifat yapılarak 2009 yılı yapıldığını, sebepsiz zenginleşme davalarının zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, çekin keşide tarihi 2008 yılı olduğu için bir yıllık sürenin geçtiğini, dava açma hakkının zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek, davanın reddi ile davacı aleyhine % 40"dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının ciro yoluyla hamil, davalının ise takip konusu çekin keşidecisi olduğu, takibe konu çekin tanzim tarihinin 30/09/2008 olduğu, TTK"nun 644. maddesi uyarınca hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra bir yıl içerisinde talep ve dava hakkının bulunduğu, davanın çekin zamanaşımına uğradığı tarihten sonra bir yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, üzerinde tahrifat yapılmış çek ile takip yapan davacının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle ise %40 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, mahkeme kararı davacı asil tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
    Takip ve dava konusu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, keşide tarihinin tahrifattan önce 30/09/2008 tarihi olduğu bilirkişi incelemesi sonucu saptanmıştır. Davacı alacaklı, çeke dayanarak 07/10/2010 tarihinde ilamsız icra takibine geçmiş, davalı borçlu süresinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurmuştur. Açılan itirazın iptali davasında davalı, cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmamıştır.
    Davalı borçlu, icra takibinde zamanaşımı itirazında bulunmamış olsa bile, itirazın iptali davasında önceki itiraz sebepleri ile bağlı olmadan zamanaşımı itirazında bulunabilir. Ancak, davalı borçlu, davaya cevap süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmamıştır. Dilekçeler aşamasında, süresinde zamanaşımı defiini ileri sürmeyen davalı, ön inceleme aşamasında diğer tarafın duruşmaya gelmemesi veya duruşmaya gelip de açık muvafakatinin bulunması halinde zamanaşımı defiini ileri sürebilir (HMK. m. 141).
    Mahkemece, 21/03/2012 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında, davalı vekili, zamanaşımı defiinde bulunmuş ise de, aynı duruşmada davacı asil hazır bulunduğundan ve zamanaşımı defiine açık bir şekilde muvafakat etmediğinden zamanaşımı defii dinlenmez. Mahkemece, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara