Esas No: 2021/1809
Karar No: 2022/7326
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/1809 Esas 2022/7326 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/1809 E. , 2022/7326 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Müteselsilen ihtilasen zimmet
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, zincirleme nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet
EK TEBLİĞNAMEDİKİ DÜŞÜNCE : Temyiz talebinin reddi, bozma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK'nin 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette zimmet suçundan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 01/12/2020 tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanun'un 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır" düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK'nin 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin zimmet suçu yönünden kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, resmi belgede sahtecilik suçundan katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçtan kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin vekili aracılığı ile vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, başvurularının kapsamına göre incelemenin sanık müdafin ve katılan Hazine vekilinin sanık hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne, O yer Cumhuriyet savcısının sanık hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet ve resmi belgede sahtecilik suçundan verilen kamu davasının düşürülmesine dair hükümlere yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sahtecilik eylemlerinin 765 sayılı TCK'nin 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK'nin 212. maddesinde yer alan "Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme uyarınca sanığın eylemlerinin hem zimmet hem de sahtecilik suçlarını oluşturacağı ve görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeyi sahte olarak düzenlemek suretiyle gerçekleştirdiği kabul edilen eyleminin kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna mümas olacağı, bu suçun 5237 sayılı TCK'nin 204/2. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre aynı Kanun'un 66/1-d ve 67/4. maddelerinde belirtilen 15 yıllık asli, 22 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu ve bu sürelerin henüz dolmadığı nazara alınıp, sahtecilik suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurularak lehe yasa karşılaştırmasının bu hususlara göre yapılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklinde yer alan yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, sanık hakkında olayın oluş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kişiliği ve suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu ile suçun işlenme süresi göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, eylemler ile orantılı olmayacak şekilde zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi gereğince düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
Zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde TCK'nin 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğunun aynı Kanun'un 53/1-a madde-fıkra-bendiyle sınırlı olarak uygulanması gerektiği gözetilmeden anılan maddenin 1. fıkrasındaki tüm hak ve yetkileri kapsayacak şekilde uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin, katılan Hazine vekilinin ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 23/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.