Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/13659 Esas 2013/471 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13659
Karar No: 2013/471
Karar Tarihi: 14.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/13659 Esas 2013/471 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı-karşı davalı, müvekkilinin davalı-karşı davacı ile bayilik sözleşmesi akdettiğini ve davalı-karşı davacıya ait gayrimenkul üzerinde intifa hakkı tesis ettiğini belirterek, taraflar arasındaki intifa hakkı sözleşmesinin 08.06.2012 tarihinde sona ereceğini ve ödenen peşin ivaz bedelinin geçerlilik süresine tekabül eden kısmını davalı-karşı davacıdan tahsil etmek istediğini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı ise intifa hakkı süresinin 15 yıldan 5 yıla indirilmesinin mevzuata uygun olmadığını ve intifa süresinin 5 yıla indirilmesi halinde uğrayacağı kar kaybı ve yaptığı yatırımlar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL'yi talep etmiştir. Mahkeme, davanın zamansız açıldığı ve davalı-karşı davacının taleplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar vermiştir. Ancak, kararın maktu vekalet ücretine karar verilmesinin yanlış olduğuna karar verilmiştir. Kanun maddeleri: AAÜT.
19. Hukuk Dairesi         2012/13659 E.  ,  2013/471 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanında reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı-karşı davalı vekili; akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin davalı-karşı davacı ile bayilik sözleşmesi akdettiğini ve davalı-karşı davacıya ait gayrimenkul üzerinde intifa hakkı tesis ettiğini, Rekabet Kurulu"nun bildirimi ile bayilik sözleşmesi ile bağlantılı uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi ayni hakların rekabet yasağı kapsamında değerlendirileceği, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin yapıldıkları tarihten itibaren 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğinin bildirildiğini, yine Rekabet Kurulu"nun yayımladığı bir yazısında anlaşmaların 5 yılı aşan süreler bakımından geçersiz hale geleceğinin bildirildiğini belirterek davalının gayrimenkulü üzerinde tesis edilen intifa hakkı için ödenen peşin ivaz bedelinin anlaşmanın geçersiz kılınan süresine tekabül eden kısmının,ayrıca müvekkil tarafından prim, yatırım destek ve her ne ad altında olursa olsun ödenen ticari teşvik bedellerinin ve gerçekleştirilen yatırımların işlememiş süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak miktarının toplam miktarı olarak tespit edilmiş olan 2.124.225,00 TL"nin davalı-karşı davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı-karşı davacı vekili; taraflar arasındaki intifa hakkı sözleşmesinin tapuya şerh verildiğini, şerh edilmiş kira sözleşmelerinin bayinin işletme sözleşmelerini feshetmesini önlediğini ve davacı-karşı davalının yapmış olduğu yatırımları teminat altına aldığını, ayrıca intifa süresinin 15 yıldan 5 yıla indirilmesinin mevzuata uygun olmadığını,bunun yanında intifa hakkı süresinin 5 yıla indirilmesi halinde müvekkilinin bayilik için yaptığı işler ve işlememiş süre için uğrayacağı kar kaybı ve yaptığı yatırımlar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL"nin tahsilini talep ettiklerini belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 08.06.2012 tarihinde sona ereceği, sözleşme yürürlükte iken taraflar arasında 15 yıl süreli 08.06.2022 tarihine kadar geçerli olacak intifa hakkı tesis edildiği, davacı-karşı davalı tarafça talep edilen tazminat bedelinin 08.06.2012 tarihinden sonrasına ait olduğu, ancak bayilik sözleşmesinin halen yürürlükte ve geçerli olduğu, intifa hakkının da halen geçerliliğini koruduğu, bu nedenle davacının elde edeceği bir hakkı ve korunması gereken bir hukuki yararı olmadığı, davanın zamansız açıldığı, bunun yanında davalı-karşı davacının da 2012 yılından sonraki dönem için taleplerde bulunduğu ancak taleplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının , davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Asıl davanın erken açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Esasa girilerek red kararı verilmiş olması nedeniyle davalı-karşı davacı yararına AAÜT uyarınca nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara