Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16795 Esas 2022/8187 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/16795
Karar No: 2022/8187
Karar Tarihi: 12.05.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16795 Esas 2022/8187 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/16795 E.  ,  2022/8187 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme, sahte fatura düzenleme
    HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

    I) Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik şikayetçi vekilinin temyizinin incelenmesinde;
    Kamu davasına katılma hakkı bulunan ve davetiye tebliğinden sonra 25.12.2014 havale tarihli mazeret dilekçesi ile dairedeki iş yoğunluğu nedeniyle duruşmaya katılamayacağını, taleplerinin vergi suçu raporu doğrultusunda olduğunu beyan eden şikayetçiye, kurum adına davaya katılmayı isteyip istemediği sorulmadan, mazeret dilekçesi hakkında bir karar vermeden hüküm kurulmuş ise de; şikayetçi kurum adına mazeret dilekçesi vererek duruşmayı takip iradesini ortaya koyduğu ve hükmü temyiz ettiği dikkate alındığında, davayı takip etme ve katılma arzusunda olduğu kabul edilerek, katılan sıfatını alabilecek olan şikayetçi vekilinin 5271 sayılı CMK'nun 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğu kabul edilip aynı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca ... Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının davaya katılan ve vekilinin de katılan vekili olarak davaya kabullerine karar verilerek yapılan incelemede;
    Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 23.01.2013 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme“ ve “2010 yılında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, ancak 11.01.2012 tarihli ve 2013/5 sayılı komisyon mütalaasının sanık hakkında yalnızca “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçuna ilişkin olduğu, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan 213 sayılı VUK‘nin 367. maddesine göre usulüne uygun olarak verilmiş mütalaa bulunmadığı tespit edilmiş ise de, zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğunun anlaşılması karşısında;
    Sanıklara yüklenen “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanık ...’ın sorgusunun yapıldığı 15.07.2013, sanık ...’ın sorgusunun yapıldığı 11.10.2013 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
    II) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili, sanıklar müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekili, sanıklar müdafisi ve sanık ... müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1) Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlenmesi eylemlerinin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini,
    2) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle, 213 sayılı Kanun'un 359 ve 367. maddelerinde değişiklik yapılmış olup aynı Kanun'un 6. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na eklenen geçici 34. maddenin 3. fıkrasındaki "Bu maddeyi ihdas eden Kanun'un yayımı tarihinde 359. madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359. maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir" hükmü uyarınca, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanıklar müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara