Esas No: 2018/4329
Karar No: 2022/7945
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/4329 Esas 2022/7945 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/4329 E. , 2022/7945 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (sanık ... hakkında), zimmet ve görevi kötüye kullanma (her iki sanık hakkında)
HÜKÜM : Sanıklardan Mahmut hakkında zincirleme şekilde basit zimmet, Cafer hakkında zincirleme şekilde nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından 25/03/2011 tarihli ilk hükümde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararların, CMK'nin 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığı gibi bu hususta Dairemizin uyulmasına karar verilen 13/03/2014 tarihli bozma ilamında da bir değerlendirmede bulunulmadığı, kaldı ki anılan kararlara yapılan itirazlar sonucu Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/557 Değişik iş sayılı dosyasında sanık ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına vaki itirazın reddiyle bu kararın kesinleştiği, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise itiraz sonucu kaldırılarak Kozan Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/128 Esas numarasına kaydının yapılıp yargılamaya devam edildiği, UYAP’tan yapılan sorgulamada dosyanın safahat geçirdikten sonra bu suçtan en son verilen 10/11/2015 tarihli mahkumiyet hükmünün Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 09/03/2016 tarihli ilamıyla düzeltilerek onanması sonucu kesinleştiğinin anlaşıldığı, yine 25/03/2011 tarihli ilk kararda sanıkların “2886 sayılı Kanun hükümlerine, genelgelere ve bütçe tertiplerine aykırı biçimde oluşturulan kıymet takdir komisyonu çerçevesinde Hazine arazilerine ilişkin satım veya kiralama talebi olmadığı halde resen harekete geçerek çok sayıda Hazine arazisinin kıymet takdirini yaptıkları, bunun için kendilerine bilirkişi gibi dosya başına ücret tahakkuk ettirerek 2006-2008 yılları arasında ayrı ayrı 20.000 TL tutarında haksız kazanç sağladıkları” şeklindeki eylemleri nedeniyle haklarında görevi kötüye kullanma suçundan verilen erteli mahkumiyet hükümlerinin temyizi sonrası Dairemizin aynı ilamıyla sanıkların bu eyleminin diğer eylemleriyle birlikte zimmet suçunu oluşturacağından bahisle bozularak ortadan kaldırıldığı, tüm bu hususlar göz önüne alındığında; görevi kötüye kullanma suçundan verilen erteli mahkumiyet hükümlerinin bozma kararımızla zaten ortadan kaldırıldığı gözetilmeden, kararda değerlendirilmeyen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına konu olan denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve resmi belgede sahtecilik suçlarına yönelik isnatların zimmet eylemleri içerisinde yer aldığı kabul edilerek verilen erteli hapis cezalarının ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kaldırılması ile bu hususlarda tali karar fişi düzenlenmesine karar verilmesi hükümlerinin hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, denetim görevinin ihmali ve sahtecilik eylemlerinin zimmet eylemlerine dahil edilmesinin de toplam zimmet miktarına göre sonuca etkili olmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Kararın gerekçe kısmında sanık ...’in mal edindiği suça konu zimmet miktarının oluşa uygun biçimde toplam 21.278 TL olduğu kabul edilmesine karşın bu miktarın suç tarihindeki ekonomik koşullara ve Dairemiz uygulamalarına göre değer azlığı sınırında kalmamasına rağmen, yine gerekçede zimmet miktarının çelişkili biçimde 1.278 TL olduğu belirtilerek bu sanık hakkında TCK'nin 249. maddesinin, ayrıca dosya içerisindeki belgelerden her iki sanığın toplam zimmet miktarını katılan kuruma iade etmediği, bu nedenle sanıklar aleyhine açılmış hukuk davaları bulunduğu gözetilmeden zararın tamamını gönüllü olarak iade ettiklerinden bahisle haklarında TCK'nin 248. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından ve sanık ... hakkında TCK'nin 247/1, 249, 43, 248 ve 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle aynı Kanun'un 61/5. maddesine aykırı davranılması ise sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, TCK'nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle zimmet suçunu işlediği kabul edilen sanıklar hakkında, aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi sırasında, cezanın bir katından anlaşılması gerekenin cezanın kendisi olup hükmolunacak hak yoksunluğunun sanık ... hakkında 5 yıl 10 ay 9 gün, sanık ... hakkında ise 2 yıl 9 ay 10 günü geçemeyeceği gözetilmeden, sırasıyla 6 yıl ve 3 yıl süreyle 53/1. maddesindeki tüm hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki hak yoksunluğuna ilişkin I-10 bendinde yer alan “6 yıl” ve “53/1’de” ibarelerinin “5 yıl 10 ay 9 gün” ve “53/1-a’da”, II-9 bendinde yer alan “3 yıl” ve “53/1’de” ibarelerinin ise “2 yıl 9 ay 10 gün” ve “53/1-a’da” şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA 29/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.