Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/796 Esas 2022/8192 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/796
Karar No: 2022/8192
Karar Tarihi: 12.05.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/796 Esas 2022/8192 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/796 E.  ,  2022/8192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme, sahte fatura kullanma
    HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

    A) 2005 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
    Sanığa yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 21.01.2006 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
    B) Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
    Sanık hakkında 2005 takvim yılına ait hasılat belgelerini gizlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın, ilgili yıla ait defter ve belgelerini isteme yazısının tebliğinden sonra vergi denetmenine ibraz edildiği, aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen defter ve belgelerinin kendisine teslim edilmediği, bu nedenle kendisinde olmayan defter ve belgelerinin tesliminin söz konusu olmayacağı, ayrıca tebliğ tarihinde iş yerinin faal durumda olduğu, incelemenin iş yerinde yapılması gerektiğini savunması, tebligat tarihinde iş yerinin faal olduğunun ve ibraz yazısının tebliğinden sonra bazı defter ve belgelerin ibraz edildiğine dair vergi denetmenliğince tutulan 10.12.2010 tarihli tutanak bulunduğunun anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin ve suçun unsurlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için;


    1) 213 sayılı VUK'nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağından suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olayda, dosya kapsamına ve beyanlara göre iş yerinin faal olduğunun anlaşılması karşısında; suç tarihinde şirketin hesaplarının dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, ilgili vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi,
    2) Vergi dairesi tarafından hangi defter ve belgelerin istendiği, 10.12.2010 tarihli tutanak ile hangilerinin teslim edildiği, teslim edilmeyen defter ve belgelerin neler olduğunun vergi dairesinden sorulması,
    Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı,
    3) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4) Suçun sübutu halinde ise; hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle, 213 sayılı Kanun'un 359 ve 367. maddelerinde değişiklik yapılmış olup aynı Kanun'un 6. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na eklenen geçici 34. maddenin 3. fıkrasındaki "Bu maddeyi ihdas eden Kanun'un yayımı tarihinde 359. madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359. maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir" hükmü uyarınca, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara