Esas No: 2018/7199
Karar No: 2022/8159
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/7199 Esas 2022/8159 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/7199 E. , 2022/8159 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs, zincirleme biçimde görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında zincirleme biçimde görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yüklenen suçu birden fazla kişi ile birlikte işleyen sanık hakkında TCK'nin 265/3. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle TCK'nin 52/3. maddesine muhalefet edilmesi,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının B-4 numaralı bendinin "5237 sayılı TCK'nin 50/1-a madde ve fıkrası gereğince, kısa süreli hapis cezasının sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre takdiren 187 gün adli para cezasına çevrilmesine ve aynı Yasa'nın 52/2. maddesi uyarınca da sanığın sosyal ve ekonomik koşulları ile gelir seviyesi nazara alınarak 1 gün karşılığı takdiren 20 TL'den hesap edilerek kısa süreli hapis cezası yerine sanığın neticeten 3.740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına," şeklinde değiştirilmesi, B-5 numaralı bendinde yer alan " ve 5237 Sayılı TCK'nin 52/4 maddesi gereğince süresinde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin" şeklindeki ibarenin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık hakkında rüşvet vermeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Suç tarihinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde görev yapan polis memuru şikayetçilerin ekiplerine gelen anons üzerine Çağlayan Restoran isimli iş yerine gittikleri, iş yerinin kapanış saatine uymayıp faaliyetine devam ettiğine ve kapalı alanda sigara içildiğine dair tutanak düzenleyecekleri esnada sanığın polis memuru ...'ya 20,00 TL uzatarak "dost olalım, bununla bugünlük bir yemek ye, daha sonra da görürüm" demek suretiyle tutanak düzenlememesi için rüşvet teklif ettiği iddia ve kabul edilen dava konusu somut olayda mahkemece sanığın kamu görevlisine yapması gereken bir işi yapmaması için rüşvet vermeye teşebbüs ettiği kabul edilmiş ise de; suç niteliğinin tayini bakımından, olay günü iş yerinde yapılan denetim sonucunda idari yaptırım uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise kesinleşip kesinleşmediği hususları araştırılıp kesinleşmiş onaylı örneği dosya arasına alınmadan, 5237 sayılı TCK'nin, 05/07/2012 günü yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin, yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı bir hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda eylemin kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması nedeniyle aynı Yasa'nın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
05/07/2012 günlü ve 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa'nın 87. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 252. maddesinde yapılan değişiklikle suça teşebbüs halinde “...verilecek ceza yarı oranında indirilir” şeklinde takdire bağlı olmayan bir düzenleme getirilmesi karşısında, sanık hakkında TCK'nin 35. maddesi ile 6352 sayılı Kanun ile değişik TCK'nin 252/4. madde ve fıkra hükmü birlikte değerlendirilip lehe yasa karşılaştırması yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, teşebbüs nedeniyle TCK'nin 35. maddesi gereğince 1/4 oranında indirim yapılarak fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete'nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nin 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 30/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.