Esas No: 2019/7819
Karar No: 2022/8802
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/7819 Esas 2022/8802 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2019/7819 E. , 2022/8802 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Eylemin nüfuz ticareti suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK'nin "Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama" başlıklı 255. maddesinin, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 89. maddesiyle değiştirilerek "Nüfuz ticareti" başlığı altında yeniden düzenlendiği,
Söz konusu değişikliğin gerekçesinde; önceki düzenlemenin, kamu görevlisi olmayan ve fakat kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle menfaat temin eden kişilerin cezasız kalmasına neden olduğu, bu gibi durumlarda bir aldatma söz konusu ise sorunun dolandırıcılık suçu hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, ancak, aldatma olmadan da "Nüfuz ticareti" yani yetkili olmadığı bir işten yarar sağlama olgusunun gerçekleşebileceği, bu gibi durumların yaptırım altına alınabilmesi için madde hükmünün başlığıyla birlikte değiştirildiğinin belirtildiği,
Bu haliyle dolandırıcılık suçuna göre daha özel düzenleme niteliğinde olan TCK'nin 255. maddesinde düzenlenen suçun bağlı hareketli bir suç tipini oluşturduğu, bu suçta hareket öğesi sınırlandırıldığından, dolandırıcılık suçuna nazaran özel hüküm niteliğinde bulunduğu, nüfuz ticareti suçunun oluşabilmesi için gördürülecek işin mutlaka haksız bir iş olması, işi göreceğini söyleyen failin kamu görevlisi üzerinde nüfuzunun bulunması ve işi yapacak kamu görevlisinin belli olmasının gerektiği, TCK'nin 157 ve 158. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarında ise işi göreceğini söyleyen failin kamu görevlisi üzerinde nüfuzunun bulunmasının gerekmediği, sanık ...'ın yeni atanan cezaevi savcısının süt kardeşi olduğunu, katılan ...'ın tahliyesini sağlayabileceğini söyleyerek haksız menfaat sağladığı ve diğer sanık ...'in de sanığın eylemine iştirak ettiği kabul edilen somut olayda ise sanıkların kamu görevlileri üzerinde nüfuzunun bulunmadığı, buna göre eylemlerinin nüfuz ticareti suçuna uymadığı, dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, olayların meydana geliş şekli üzerinde durularak dolandırıcılık suçunun nitelikli olma durumu da tartışılmak suretiyle hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ...'nın ve sanık ... müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 05/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.