213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/3553 Esas 2016/5437 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3553
Karar No: 2016/5437
Karar Tarihi: 21.06.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/3553 Esas 2016/5437 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2016/3553 E.  ,  2016/5437 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında 14.01.2009 tarih ve 2009/327 esas sayılı iddianame ile “sahte belge düzenlemek” suçundan açılan kamu davasına ilişkin zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında eksik yazılan suç tarihlerinin; “sahte belge kullanmak” suçu yönünden suça konu sahte faturaların en son Aralık 2005 dönemine ait KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle “21.01.2006”, “defter ve belge gizlemek” suçu için “16/07/2008” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, 14.11.2009 tarihinde istinabe yoluyla savunması alınan sanığa iddianamenin okunduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki bu hususa ilişen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
I- ”Defter ve belge gizlemek” suçundan verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Sanık hakkında hükmolunan temel cezanın suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/a-2. maddesinde öngörülen 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasından alt sınırın üzerinden teşditen mi yoksa 03.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanunun 23. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/a-2. maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar olan hapis cezası esas alınmak suretiyle mi tayin edildiğine dair gerekçeden yoksun şekilde hüküm kurulması,
2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK"nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının; kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, "defter belge gizleme" suçlarında somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemede oluşan kanaate göre TCK"nun 51. maddesi uyarınca hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verilen sanık hakkında, yüklenen suç neticesinde meydana gelen somut zararın ne şekilde oluştuğu gösterilmeden ve dosya içerisinde bulunan adli sicil kaydında yer alan ilam getirtilerek silinme koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilmeden, dosya kapsamına uymayan yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasının a, b, c ve d bendlerinde yazılı hak yoksunluklarına aynı Yasanın 53/3. maddesi de nazara alınarak hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
II- ”Sahte fatura kullanmak” suçundan verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- Sanığın, 2005 takvim yılında sahte belge kullandığının iddia olunması, vergi suçu ve vergi tekniği raporlarında kullanıldığı iddia edilen sahte belgelere ilişkin herhangi bir tespite yer verilmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, kullanıldığı iddia edilen faturaları düzenleyen şirket/şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasının intikalinin sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örnekleri alınarak dosyaya konulması, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ile satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ve faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılarak toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyete hükmolunması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de,
a-2005 takvim yılında sahte fatura kullanma suçu için suç tarihi gözetildiğinde lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşdiden üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezasından dolayı alt sınırdan mı ceza verildiği anlaşılmayacak şekilde cezaya hükmedilmesi,
b- TCK"nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde uygulama yapılması,
Yasaya aykırı,
c- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara