Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19976 Esas 2022/6343 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/19976
Karar No: 2022/6343
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19976 Esas 2022/6343 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edilmiştir. Kararda, yargılama sürecinin kanuna uygun yapıldığı, delillerin tartışıldığı ve sanığın suçunu işlediğinin saptandığı belirtilmiştir. Ancak, bazı temyiz itirazları yerinde görülmüştür. Bunlar arasında suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun maddeleri ile sonrasında yapılan değişikliklerin etkisi, kazanılmış haklar ile ilgili düzenlemeler, uygulanacak yargılama usulü ve sonuç cezasının indirimi gibi konular yer almaktadır. Bu nedenle, karar bozulmuştur.
Detaylı açıklamalar için;
- Suç tipine ilişkin olarak, TCK'nın 191. maddesi kullanılmıştır. Bu madde, \"Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde veya uyarıcı nitelikteki aine sahip olan kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.\" şeklinde düzenlenmiştir.
- Basit Yargılama Usulü ile ilgili düzenlemeler, 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinde yer almaktadır. Bu madde, adli para cezasını veya 2 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlar için uygulanabileceğini belirtmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin bazı iptal kararları nedeniyle bu düzenleme sınırlı sayıda dosya için geçerli olabilecek hale gelmiştir.
- Sonuç cezasının indirimi ile ilgili olarak, CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrası şöyle düzenlenmiştir: \"Basit yargılama usulüne göre hüküm verilen hallerde, sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.\" Bu nedenle, sanık lehine bir indirim yapılması gerekmektedir.
- Kazanılmış haklar ile ilgili olarak, CMK'nın 326. maddesi 4. fıkrası hükümleri uygulanmalıdır. Bu madde, yeniden verilen hükümün evvelki hükümden daha ağır olamayacağını belirtmektedir. Bu nedenle, sanık açısından kazanılmış haklar gözetilmelidir.
- Uygulanacak yargılama usulü ile ilgili olarak, 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yapılan değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu düzenleme, TCK'nın 53. maddesine ilişkin yeniden değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.
10. Ceza Dairesi         2021/19976 E.  ,  2022/6343 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Kullanmak için uyuşturucu maddde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri
    gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2) Sanığın eylemi nedeniyle, bozma öncesi hükümde 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, 18/03/2011 tarihli hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine 28/03/2016 tarihli bozma ilamı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında; 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326. maddesinin 4. fıkrasında; "Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklindeki düzenleme gereğince 18/03/2011 tarihli hükümle tayin edilen 6000 TL adli para cezasının sonuç ceza açısından sanık bakımından kazanılmış hak olduğu gözetilmeden bozma sonrası yapılan yargılama sonucu 03/09/2020 tarihli hükümle 10 ay hapis cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini,
    3) Kabule göre de; hükümden önce 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara