Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12875 Esas 2022/10066 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/12875
Karar No: 2022/10066
Karar Tarihi: 07.09.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12875 Esas 2022/10066 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar, Denizli Devlet Hastanesi Başhekimliği'nin düzenlediği kuru gıda alımı ihalesinde sahte kesin teminat mektupları sunmak suretiyle özel belgede sahtecilik suçu işlemişlerdir. Ancak, ihale görevlilerinin olmadığı ve sanıkların sadece azmettirici veya yardımcı olarak suça iştirak ettikleri gerekçesiyle suçun özgü suç niteliğinde olduğu ve sanıkların ispatlanamayacağı belirtilerek hüküm bozulmuştur. Ayrıca, suç tarihi ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği ve sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesi kararlaştırılmıştır. Kanunlar ise şu şekildedir: TCK'nın 235/2-a-2, 207/1, 66/1-e ve 67/4; 5320 sayılı Kanun'un 8/1; CMUK'un 317, 231/12 ve 321; 3628 sayılı Yasa'nın 18/2; ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8.
5. Ceza Dairesi         2018/12875 E.  ,  2022/10066 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İhaleye fesat karıştırma, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında atılı suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanıklar ... ve ... hakkında atılı suçlardan mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler ve kararlar temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Özel belgede sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçtan kurulan hükümleri temyiz etme ... bulunmadığı anlaşılan Hazinenin sanıklar ... ve ... hakkında bu suçtan kurulan hükümlere yönelik vekili aracılığıyla yapmış olduğu temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların, CMK'nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığı, aynı Kanun'un 264. maddesi ile Hazine vekilinin dilekçesinde sanıklardan ...’in ismine yer vermediği de gözetilerek Hazine vekilinin sanıklardan ..., O yer Cumhuriyet savcısının ise adı geçen her iki sanığa yönelik temyiz taleplerinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, CMK'nın 260/1. maddesine göre ihaleye fesat karıştırma suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından 7417 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 05/07/2022 tarihinden önce temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasa'nın değişiklik öncesindeki 18/2. madde ve fıkra hükmü uyarınca Hazinenin başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazandığı gözetilerek, incelemenin katılan Hazine vekilinin ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan mahkumiyet, ... müdafin bu sanık, sanık ...’ın ise kendisi hakkında, özel belgede sahtecilik ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Sanıkların fikir ve eylem birliği içinde Denizli Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan 23/10/2007 tarihli kuru gıda alımı ihalesinde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ...’nin sahibi olduğu firma adına ihale öncesi kuruma sundukları geçici teminat mektubu ile ihalenin firmaya kalması sonrası sözleşme imzalanmadan önce sunulan kesin teminat mektuplarının sahte olmasından dolayı üzerlerine atılı suçu işlediklerinden bahisle haklarında mahkumiyet kararları verilmiş ise de; TCK'nın 235/2-a-2 maddesinde düzenlenen suçun özgü suç niteliğinde olması karşısında ancak ihale görevlilerince işlenebileceği, sanıkların bu eyleme TCK'nın 40/2. maddesi kapsamında azmettiren veya yardım eden olarak iştirakinin söz konusu olabileceği, kamu görevlileri hakkında ise dava bulunmadığı anlaşılmakla, sanıklara isnat edilen eylemlerin sübutu halinde bir bütün olarak özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve bu suçun TCK'nın 207/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 12/12/2007 ve öncesi ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE 07/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara