Esas No: 2021/19867
Karar No: 2022/6437
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19867 Esas 2022/6437 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/19867 E. , 2022/6437 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas, 2020/581 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 21/04/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2018 tarihli, 2018/10836 soruşturma, 2018/249 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın 30/01/2019 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Şüphelinin 19/02/2019 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması ve uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararı kaldırılarak Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 24/05/2019 tarihli ve 2019/942 esas, 2019/2476 esas, 2019/2081 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 191/4-c ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas, 2020/581 sayılı kararı ile; kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle “davanın durmasına” karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/09/2018 tarihli ve 2018/10836 soruşturma, 2018/249 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, adı geçen şüphelinin erteleme süresi içinde tekrar uyuşturucu madde kullanması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, kamu davasının durmasına dair Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas, 2020/581 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, adı geçen şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/09/2018 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın sorgu da belirttiği son bilinen adresi olan “46/21 No:19 Daire 6 Kazım Özak Mahallesi Karabağlar/İzmir” adresine yapılan adresine yapılan tebliğin bila tebliğ dönmesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesne göre mernis adresine 30/01/2019 tarihinde şüpheliye usule uygun tebliğ edildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesini takiben şüphelinin 19/02/2019 tarihinde uyuşturucu madde kullanması nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/4-b maddesinde yer alan emredici hüküm nedeniyle kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, mahkemece yargılamaya devamla esastan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas, 2020/581 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında 21/04/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/09/2018 tarihli ve 2018/10836 soruşturma, 2018/249 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde atılı suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine, Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas ve 2020/581 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Somut olayda, şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/09/2018 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın soruşturma aşamasındaki ifadelerinde belirttiği son bilinen adresi olan “46/21 No:19 Daire 6 Kazım Özak Mahallesi Karabağlar/İzmir” adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre MERNİS adresine tebligat çıkarıldığı, 30/01/2019 tarihinde şüpheliye usule uygun şekilde tebliğ edildiği, şüphelinin 19/02/2019 tarihinde uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/4-c maddesinde yer alan emredici hüküm nedeniyle kamu davasının açıldığı anlaşıldığından mahkemece tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle durma kararı verilmesi kanuna aykırı ise de;
Şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, bu nedenle 19/02/2019 tarihli ihlal niteliğindeki suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh
ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup durma kararı sonuç olarak doğru olmakla birlikte kararın gerekçe yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Uşak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden, Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/389 esas, 2020/581 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince gerekçe yönünden kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.