Esas No: 2020/6024
Karar No: 2022/10164
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2020/6024 Esas 2022/10164 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2020/6024 E. , 2022/10164 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : a) Sanık ... hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine,
b) Sanık ... hakkında zimmet suçundan beraat,
c) Sanıklardan ... hakkında nitelikli zimmet, ..., .... ve ... hakkında bu suça yardım eden sıfatı ile iştirakten mahkumiyet,
ç) Sanıklardan ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan
mahkumiyet. ... ve ... müdafileri, katılan vekili
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan dönüşen icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 12/07/2012 tarihli ve 2012/893 Değişik iş sayılı Kararı ile itirazların reddine karar verilmekle kesinleştiği, bu itibarla anılan suçtan verilen kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine dair hükmün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1-Sanıklardan ... hakkında zimmet suçundan açılan kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine dair hüküm ile ... hakkında zimmet suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ...'ın ölümü nedeniyle kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının 1-a numaralı bendinde yer alan "düşürülmesine" ibaresinin "düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık ... hakkında verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle bu hükmün DOĞRUDAN ONANMASINA,
2-Sanıklardan ... ve ... hakkında zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından, ... ve ... hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ... ve ... hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ceza yargılamasının temel ilkelerinden birisi de "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi olup vicdani delil sistemini benimseyen Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca hakim yargılamada tespit edilen tüm delilleri serbestçe değerlendirerek tam bir vicdani kanaate ulaşarak kararını verecektir. Adli hatayı önlemenin yolu bu vicdani kanaatin ihtimale yer vermeyen kesin ve açık ispata dayandırılmasıdır. Aksi halde kuşkudan sanık yararlanır ilkesi uygulanacaktır. Temyize konu dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirildiğinde; sanıklar ... ve ...'un yan delillerle desteklenmeyen atfı cürüm niteliğindeki iddiaları dışında sanık ...'ın yüklenen suçları işlediğine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı başkaca delil elde edilemediği gözetilerek beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Suç tarihinde Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü Lojistik Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan sanık ... ve ... Eml. Nak. Aka. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan ...'nın, 18/12/2007 tarihinde yapılıp söz konusu şirket lehine sonuçlanan akaryakıt alımına ilişkin sahte ihale evrakı düzenlemek ve akaryakıt alımı yapılmadığı halde yapılmış gibi göstermek suretiyle ilgili şirkete ödeme yapılmasını sağlama şeklindeki sübut bulan eylemlerinin, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan sanık ...'ın beraatine karar verilmesi gerekliliği ve ... yönünden yasal tevdi unsurunun bulunmaması karşısında, nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden dosya kapsamı ile uyuşmayan yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde uygulama yapılması,
Suç tarihinde Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü Lojistik Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan ve suça konu ihale evrakını sanık ... ile birlikte hazırladığı iddia olunan sanık ...'un, 09/06/2010 tarihli kriminal raporu ile üzerinde yer alan yazıların el ürünü olduğu tespiti yapılan fişlerin 2007 yılı Ocak ayında yapılan ihaleyi alan ...'a ait firma için düzenlendiğini, söz konusu firmanın adının da ... olduğunu ancak daha sonra ... olarak değiştirildiğini, ihaleden sonra kendilerine verilen fişlerin eski fişler olduğunu savunması karşısında; ...'a ait şirketin ünvan ve ortaklık değişikliklerine ilişkin ticaret sicilinden bilgi alınması ve Adli Emanetin 2010/502 sırasında kayıtlı veresiye fişleri ile ...'a ait şirket tarafından sunulan önceki ihalelere ilişkin veresiye fişlerinin temini ile karşılaştırma yapılmak ve sanığın bu yöndeki savunması üzerinde durulmak suretiyle sanıklar ... ve ... ile birlikte nitelikli dolandırıcılık fiilini işleyip işlemediğinin belirlenmesi sonrasında hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Anayasa'nın 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34/1, 230/1 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının; herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin ve değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulması gerektiği dikkate alınmak suretiyle hangi belgelerin sahte olarak düzenlendiğinin denetime olanak verecek şekilde karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi, ayrıca aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinin ... ait olduğu nazara alınarak; Adli Emanetin 2011/225 sırasında kayıtlı suça konu belge asıllarının dosya arasına getirtilmesi, duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği halde belge asılları denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilip iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı incelenmeden, hangi belgelerin sahte olarak değerlendirildiği, sanıkların ne şekilde sorumlu tutuldukları karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden, eksik inceleme ile gerekçeden yoksun şekilde hükümler kurulması,
5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin uygulanabilmesi için “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” gerektiği nazara alındığında; sanık ...'nın suça konu ihale dosyasındaki birden fazla belgeyi sahte olarak düzenlemesi şeklindeki fiili açısından, suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil bulunmaması halinde 43. maddenin 1.fıkrası uyarınca fiilin aynı anda işlendiği kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, belgelerin düzenlenme şekli üzerinde durulmak suretiyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının değerlendirilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 08/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.