Esas No: 2021/19862
Karar No: 2022/6433
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19862 Esas 2022/6433 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/19862 E. , 2022/6433 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Malkara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 29/01/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Malkara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/03/2018 tarihli ve 2018/348 soruşturma, 2018/230 esas, 2018/229 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Malkara 1.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede şüpheli hakkında daha önce Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/13855 soruşturma dosyasında 01/12/2017 tarihli iddianame ile Tekirdağ 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/783 esas sayılı kamu davasının açıldığı hususunun belirtildiği,
2-Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 03/10/2019 tarihinde istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
3- Dosya arasında bulunan Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/98 esas ve 2017/71 sayılı kararının incelenmesinde:
a-) Sanığın 30/12/2015 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan suçundan Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/02/2016 tarihli ve 2015/14235 soruşturma sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3,188/5,53 ve 54.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
b-) Yapılan yargılama sonucunda Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2017 tarihli ve 2016/98 esas, 2017/71 sayılı kararı ile, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 191/8.maddesi delaletiyle 5271 sayılı CMK’nın 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, karar verildiği, kararın 07/06/2017 tarihinde kesinleştiği,
c-) Kanun yararına bozma incelemesine konu Malkara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli kararı ile ihbarda bulunulması üzerine de;
Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 07/01/2020 tarihli ve 2019/364 esas, 2020/1 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5.Ceza Dairesinin 06/03/2020 tarihli ve 2020/956 esas,2020/564 sayılı ilamı ile; Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/01/2020 tarihli ve 2019/364 esas,2020/1 sayılı kararının bozulmasına ve Malkara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019
tarihli kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 30/12/2015 tarihinde benzer suçtan Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/01/2020 tarihli ve 2019/36 esas, 2020/1 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükmünün istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 06/03/2020 tarihli ve 2020/956 esas, 2020/564 sayılı kararının "Sanığın 29/01/2018 tarihinde işlediği Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarih 2018/289 (E) 2019/354 (K) sayılı dosyasında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunun, yargılama konusu suç nedeni ile 6545 S.K. İle değişik TCK.'nun 191/8-a-son maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde olduğu, soruşturma ve kovuşturma konusu edilemeyeceği, düşme kararı verilmesi gerektiği halde mahkumiyet kararı verildiği belirlenmekle; ilk derece mahkemesi tarafından Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarih 2018/289 (E) 2019/354 (K) sayılı hükmü açısından, istinaf edilmeden kesinleşmiş olması nedeniyle bu hükmün kanun yararına bozma talebine konu edilmesi için mahkemesine bildirimde bulunulmasına" şeklindeki gerekçesinde de belirtildiği üzere sanık hakkında 29/01/2018 tarihinde işlediği suçun Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 30/12/2015 tarihinde işlediği suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde olduğu dikkate alınarak düşme kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ...’ın, 29/01/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu,
6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” düzenlemesinin yer aldığı,
Somut olayda, sanık hakkında daha önceden 30/12/2015 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/02/2016 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2017 tarihli ve 2016/98 esas, 2017/71 sayılı kararı ile sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı TCK’nın 191/8.maddesi delaletiyle 5271 sayılı CMK’nın 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 07/06/2017 tarihinde kesinleştiği,
5237 sayılı TCK’nın 191/8.maddesindeki düzenleme karşısında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kanuni zorunluluk üzerine verildiği, kanuni zorunluluk nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 29/01/2018 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan, sanığın 29/01/2018 tarihli eylemini, Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesince zorunlu olarak verilen ve 07/06/2017 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, mahkemesince açılan kamu davasında “düşme kararı” verilip ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, mahkemesince, açılan kamu davasında 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilip Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2018/289 esas, 2019/354 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.