Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/7654 Esas 2022/10287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/7654
Karar No: 2022/10287
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/7654 Esas 2022/10287 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara Barosu'na kayıtlı bir avukat, bir şirketin alacaklı vekili olarak yaptığı icra takibi sürecinde alacağın tahsilini geciktirdiği gerekçesiyle suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldı. Ancak sanık avukatın savunmaları ve dosya kapsamına göre atılı suçtan beraat etmesi gerektiği, mahkemenin yanılgılı değerlendirme sonucu mahkumiyet kararı verdiği belirtildi. Söz konusu kararda, sanık avukatın hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında tam gün sayısının belirtilmemesi ve yasaklama cezasının verilmemesi gibi hukuki hataların yapıldığı da vurgulandı. Karara göre, sanığın suçu TCK'nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilerek adli para cezası ile cezalandırılması gerektiği ve ayrıca hakkındaki yasaklama cezasının da verilmesi gerektiği belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu'nun 53/1-e maddesi: Hak ve yetkileri kötüye kullanmak suçunu düzenler.
- CMK'nın 232/6. maddesi: Kararın yazımında ve okunmasında bulunması gereken hususları belirler.
- Türk Ceza Kanunu'nun 52/3 maddesi: Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ilişkin hükümleri düzenler.
- Türk Ceza Kanunu'n
5. Ceza Dairesi         2021/7654 E.  ,  2022/10287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dairemizin 2021/7859, 2018/7428 ve 2021/6445 Esas sayılı davaları ile temyize konu bu dava arasında suç ve sanık yönünden fiili ve hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan incelemede;
    Suç tarihinde Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, borçlu Bildik Basın Yayın İletişim Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2011/8052 Esas sayılı takip dosyası üzerinden alacaklı katılan şirket vekili sıfatıyla yaptığı icra takibinde, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiği 26/05/2010 tarihinden itibaren, dosyada 24/06/2011 tarihli takibin yenilenmesi işlemi dışında, herhangi bir işlem yapmayarak alacağın tahsilinin gecikmesine sebebiyet verdiği iddiasıyla mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın aşamalardaki savunmalarında katılan ile şirketlerine yönelik aralarında düzenlemiş oldukları danışmanlık hizmet sözleşmesine göre dosyayla ilgili gerekli bilgilendirmeleri e-mail ortamında katılan ve katılan şirketin genel müdürüne gönderdiğini, bu kapsamda takibe konu alacakla ilgili olarak borçlu şirketin ödeme durumunun olmadığını ve yapılacak takip masraflarının alacak miktarından çok fazla olması hususlarını birlikte değerlendirerek alacağın şüpheli alacak olarak muhasebeye gider olarak kaydedilmesi için öneride bulunduğunu ve katılanın şikayet tarihine kadar olan dönemde bu konuya ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, ayrıca sözleşme gereğince danışmanlık hizmeti dışında kalan icra ve dava takiplerinin yapılması için avans verilmesi gerektiğini ancak kendisine bu konuda herhangi bir ödemede bulunulmadığını beyan etmesi ile katılanın sanığı danışmanlık ve vekalet ücretlerine dair ihtarname göndermesinden sonra şikayet etmesi hususları hep birlikte nazara alındığında, tüm dosya kapsamına göre sanığın savunmasının aksine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3 ve CMK'nın 232/6. maddelerine muhalefet edilmesi,
    Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 13/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara