Esas No: 2018/2325
Karar No: 2022/9187
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2325 Esas 2022/9187 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/2325 E. , 2022/9187 K.Özet:
Sanık, 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan beraat etti ancak 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme ile defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlarından açılan davalar kapsamında, suçlamaları reddetti. Mahkeme, sanığın birçok belgeyi inceleyerek suçun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemesi gerektiğine karar verdi ve davalar düşürüldü. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. madde hükmüne de atıfta bulunarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde 213 sayılı Kanun'un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümlerinin gözetilmesi gerektiği belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
HÜKÜMLER : Beraat
I)Sanık hakkında “ 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme ” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
II) Sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme ile defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme ile defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlarından açılan kamu davalarında; sanığın savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini, inşaat işçiliği dışında hiç bir iş yapmadığını, iddia edildiği gibi ticaretle de uğraşmadığını, 2009 yada 2010 yılında nüfüs cüzdanını kaybettiğini, işyeriyle alakasının bulunmadığını beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Sanığın nüfus cüzdanını kaybettiğine dair kolluk kuvvetlerine veya başka bir yere yaptığı başvuru bulunup bulunmadığının sorulup araştırılması,
2)İşyerinin açılışıyla ilgili belgeler, faaliyeti terke ilişkin belgeler, yoklama fişleri ile suça konu faturaların ilgili vergi dairesinden getirtilerek belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı sorulduktan sonra yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanığın temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile belgelerdeki yazı ve imzaların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3)Belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4)Mükellefin vergi beyannamelerinin ve Ba-Bs bildirimlerinin ne şekilde verildiği vergi dairesinden sorulup, e-beyanname ile internet üzerinden verildiğinin tespiti halinde GİB Merkezi sorgulamalar ekranından araştırma yapılarak belgelerin kim tarafından gönderildiğinin tespit edilmesi,
5)Beyannamelerin muhasebeci tarafından verildiğinin anlaşılması halinde bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 46/1-c ve 48. maddeleri uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra kendisinden sanığı tanıyıp tanımadığı ve beyannamelere konu faturaların sanık tarafından kendilerine getirilip getirilmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi, suçların sübutu halinde de, hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.