Esas No: 2022/4833
Karar No: 2022/10525
Karar Tarihi: 15.09.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2022/4833 Esas 2022/10525 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2022/4833 E. , 2022/10525 K."İçtihat Metni"
Tefecilik yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2019 tarihli ve 2019/157069 soruşturma, 2019/100422 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/02/2020 tarihli ve 2020/77 Değişik iş sayılı Kararının;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen mercin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Müşteki vekilinin 04/10/2019 tarihli dilekçesinde özetle, müştekinin, abisi olan şüpheliden 30/05/2018 tarihinde 30.000,00 Amerikan doları ve 30/07/2018 tarihinde 30.000,00 Amerikan doları olmak üzere iki defa borç aldığı, bu borçlar karşılığında ise şüpheli tarafından kendisine aylık yüzde 10 faiz ile 30/05/2018 düzenleme tarihli, 30/08/2018 ödeme tarihli ve 30/07/2018 düzenleme tarihli, 30/10/2018 ödeme tarihli iki adet 39.000,00 Amerikan doları bedelli bono imzalatıldığı, devamında 30/08/2018 tarihinde söz konusu iki bono imha edilerek yerlerine 30/05/2018 düzenleme tarihli, 30/11/2018 ödeme tarihli iki adet 50.000,00 Amerikan doları bedelli bononun müştekiye imzalatıldığı ve bu suretle şüphelinin tefecilik yaptığından bahisle şikâyetçi olunması üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca "... olayın başlangıcında müşteki ve şüpheli arasında 60 USD lik alacak ve borç ilişkisinin kurulduğu, bu borç ilişkisi içerisinde herhangi bir faiz öngörülmediği ve şüphelinin paradan para kazanma yani tefecilik yapmak gayesiyle söz konusu borcu vermediğinin açık olduğu" gerekçesiyle şüphelinin ifadesi dahi alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, somut olayda müşteki ile şüpheli arasında Cumhuriyet savcılığının kabulünün aksine 60.000,00 Amerikan doları borç ilişkisi bulunduğu halde şüphelinin müştekiye 78.000,00 Amerikan doları bedelinde bono imzalattığının iddia edildiği, tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli olduğu, bu bağlamda, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, müştekinin, şüphelinin İş Bankası Ankara Bülbüldere şubesinde bulunan döviz hesabından 30/05/2018 tarihinde 30.000.00 Amerikan doları ve 30/07/2018 tarihinde 30.000,00 Amerikan doları çekip kendisine verdiği iddiasının araştırılması, bu kapsamda ilgili Bankadan anılan tarihlerdeki şüpheliye ait hesap hareketlerinin temin edilmesi, müştekinin şüpheliden borç aldığı parayı elden verdiğini iddia ettiği babasının tanık sıfatıyla dinlenmesi, keza yine müştekinin aldığı borçları kaydettiğini beyan ettiği muhasebe defterinin getirtilerek bilirkişi vasıtasıyla inceletilmesini müteakip, elde edilen deliller doğrultusunda şüphelinin ifadesinin alınması gerektiği cihetle, anılan hususların tamamlanarak şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, belirtilen nedenlerle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 12/05/2022 gün ve 94660652-105-06-11541-2021-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:
Yukarıda belirtilen hususlarla birlikte şüphelinin tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması, vergi mükellefi olduğunun tespiti durumunda hakkında vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi, ilgili icra dairelerinde şüpheli tarafından başlatılan icra takiplerinin olup olmadığının araştırılması, varsa takibe ilişkin dosyaların getirtilmesi ve ilgililerin borcun kaynağına ve borcu faiz karşılığı alıp almadıklarına yönelik tanık olarak dinlenilmesi yönünden de soruşturmanın genişletilmesi gerektiği nazara alındığında, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 10/02/2020 tarihli ve 2020/77 Değişik iş sayılı, Kararın CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin mercince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.