Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/4143 Esas 2022/10536 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4143
Karar No: 2022/10536
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/4143 Esas 2022/10536 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir avukatın zimmet suçundan mahkumiyetine karar verdi. Ancak avukatın görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararı, suçtan zarar gören Hazine vekilinin itirazı üzerine incelenmeden iade edildi. Daha sonra Ceza Genel Kurulu'nun açıklamasına göre, avukatın eylemi hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve uzlaşma kapsamına alındığı ortaya çıktı. Bu nedenle, uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği kararına varıldı. Kanun maddeleri olarak ise, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi ve 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. ve 253. maddeleri belirtilmiştir.
5. Ceza Dairesi         2019/4143 E.  ,  2022/10536 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Zimmet, icrai davranışla görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, zimmet suçundan mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Suçtan zarar gören Hazine vekilinin 29/01/2019 havale tarihli dilekçesinin itiraz mercine hitaben yazılan ve sanık hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik itiraz mahiyetinde olduğu, mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, incelemenin müdafin sanık hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 17/06/2021 tarihli ve 2021/5-43 Esas, 2021/287 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; sanık ile katılan arasındaki vekalet ilişkisinde kamu otoritesi ve kamu gücünün kullanılmadığı, söz konusu paranın teslim edilmesinin sanığın avukat olmasının doğal sonucu değil katılan tarafından şahsına duyulan ... ilişkisi nedeniyle verilen ahzu kabz yetkisi kapsamında gerçekleştirildiği ve buna bağlı olarak da aralarındaki ilişkinin hizmet ilişkisi kapsamında kaldığı gözetildiğinde, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesinde tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesinin ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'' hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara