213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/5100 Esas 2016/5365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5100
Karar No: 2016/5365
Karar Tarihi: 16.06.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/5100 Esas 2016/5365 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık Ataroğlu'nun 2006 ve 2007 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen beraat kararı onanmıştır. Ancak, sanık ...'ın 2005 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan mahkumiyetine ilişkin karar bozulmuştur. Sanığın hisseleri devir alındıktan sonra ne kadar süre ile görev yaptığı belirlenerek sahte fatura kesmekle suçlandığı iddiasının araştırılması ve delillerin incelenmesi gerektiği savunulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi belirtilmiştir.
21. Ceza Dairesi         2016/5100 E.  ,  2016/5365 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... Ataroğlu: Beraat
Sanık ...: Mahkumiyet, beraat

I-Sanık hakkında "2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II) Sanık ... hakkında "2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın 18.02.2005 tarihine kadar şirket yetkilisi olduğu; bu tarihten sonra şirketteki hisselerini sanık ..."a devrettiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
III-Sanık ... hakkında "2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçu"ndan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın; 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen beraat kararlarına yönelik katılan vekilinin temyiz istemlerine gelince;


Sanığın 18.02.2005 yılında devraldığı hisseleri 13.10.2005 tarihinde dava dışı ...."a devrettiğinin vergi denetim raporları ve Ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığı, 25.08.2013 günlü savunmasında şirketi 2005 yılının 11.ayında devretmesine rağmen müdür olarak görevine devam ettiği, sahte fatura kesmediği ve gerçek olarak ticaret yaptıklarına dair savuması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın resmi devir tarihinden sonra ne kadar süre ile dışarıdan müdür tayin edilmek sureti ile görev yaptığının belirlenerek, belirlenen bu dönemler içerisinde sorumlu olduğunun kabulü ile düzenlenmiş faturaların tespit olunarak sahte olduğu iddia edilen faturaların sahteliğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu araştırılıp, bu faturaları kullanan ilgili firma yetkilileri hakkında sahte fatura kullanmak suçundan karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa dava açılıp açılmadığının Vergi Dairesinden sorulması, varsa karşıt inceleme raporlarının dosya arasına alınması, dava açıldığının tespiti halinde dava dosyaları celp edilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; ödeme belgeleri araştırılarak temini halinde şirketlerin defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı inceleme yaptırılması suretiyle toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde kararı verilmesi;
Yasaya aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.










Hemen Ara