Esas No: 2018/12937
Karar No: 2022/12007
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12937 Esas 2022/12007 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/12937 E. , 2022/12007 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcbar suretiyle irtikap
HÜKÜM : Değişen suç vasfına göre; ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Suçtan zarar gören ... vekilinin, 25/06/2018 tarihinde tebliğ edilen hükmü CMUK'un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra verdiği 03/07/2018 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik lehe temyiz talepleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Olay tarihinde ... köyü muhtarı olan sanığın köyde ev yapmak isteyenlerden köy ihtiyar heyeti kararı gereği bir defaya mahsus bağış olarak 500 TL alındığı halde şikayetçi ...'dan 1.000 TL para istediği ve adı geçenin de kendini mecbur hissederek söz konusu parayı ödediği iddiası ile açılan kamu davasında bağış olarak istenen paranın ... tarafından sanığa kendi rızasıyla verilmesinden dolayı olayda irtikap suçunun unsurlarının oluşmadığı değerlendirilmesine karşın, sanığın makbuzu geç vermek suretiyle şikayetçinin mağduriyetine neden olduğu kabul edilerek görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, sanık hakkında açılan kamu davasında sanığın şikayetçiye makbuzu geç verdiğine ilişkin bir anlatım olmadığı, bu iddia yönünden zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde yasal işlem yapılmasının mümkün olduğu gözetilip sanığın irtikap suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
İddianamede TCK'nın 250/1. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, ek savunma hakkı tanınmadan anılan Yasa'nın 257/2. maddesinin uygulanması suretiyle CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması,
5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, söz konusu maddenin 1. fıkrasında 7 bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurularak ve somut gerekçeler tek tek belirtilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden "sanığın işlediği sabit olan görevi ihmal suçunu işleyiş tarzı, kastının yoğunluğu, sanığın güttüğü saik, suçun önem ve değeri, eyleminin meydana getirdiği neticeler" şeklindeki maddede yazılı ibarelerin soyut tekrarıyla yetinilip teşdit gerekçesi olarak kullanılmak suretiyle TCK'nın 61. maddesine uygun davranılmaması,
Sanık hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3 ve CMK'nın 232/6. maddelerine muhalefet edilmesi,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Yasa'nın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına dair hüküm kurulmaması,
Kanuna aykırı, sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 11/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.