Esas No: 2021/4786
Karar No: 2022/6946
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/4786 Esas 2022/6946 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/4786 E. , 2022/6946 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : BİNGÖL 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Gerekçeli karar başlığında gösterilen gözaltı ve tutuklama tarihinin mahkemesince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Bingöl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen ekspertiz rapor içeriğinde, streç naylon parçaları üzerinden görünür hale getirilen F5 numaralı 1 adet, Karton kutu parçaları üzerinde bulunan şeffaf koli bandı yapışkan iç yüzeyinden görünür hale getirilen F10, F11, F12, F14 ve F15 numaralı 5 adet olmak üzere toplam 6 adet parmak izinin ...’a ait olduğunun tespit edilmesi karşısında,
Parmak izlerinin tespit edildiği yerler dikkate alındığında, sanık ...’ın mevcut deliller kapsamında, ...’in beyanına dayanılmadan da diğer delillerle eylemi sabit olduğundan sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları oluşmadığı halde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
2) UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre, sanığın 19.07.2013 tarihinde işlediği iddia edilen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesi 05.05.2015 tarih – 2013/218 esas ve 2015/220 karar sayılı dosyasından yürütülen kovuşturma neticesinde sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği,
Temyize konu dosyada ise sanığın 09.05.2013 tarihli eylemi nedeniyle, 20.05.2015 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, suç tarihleri ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin bulunmadığı anlaşılmakla,
Mezkur dava dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak kesinleşmemiş ise birleştirilmesi, kesinleşmiş ise mezkur dava dosyasının celp edilerek bu dosya içine konması ve incelenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerin tek suç, iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi, belirtilen suçların zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK'nın 43. maddesi gereğince artırılması ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmesine ilişkin kısmında “ 1 er ay ara ile 24 eşit taksitte tahsiline” ibaresi yerine “ 1 er ay ara ile ve 24 eşit taksit halinde sanıklardan tahsiline” ibaresine yer verilmesi,
4) Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısmında “taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğine” karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği” hususu belirtilmeyerek TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
5) 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK'nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması ve hükümden sonra aynı maddede 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
B- Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
1) Yargılama sırasında Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma talebi olmayan sanığın, hükmün tefhim olunduğu duruşmada hazır edilmeden veya SEGBİS yolu ile katılımı sağlanmadan, yokluğunda mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre de;
2) Sanık ... tarafından suçta kullanılan 21 KH 934 plakalı aracın suç tarihinde kiralandığı, sanık ...’in olay tarihinde kullandığı tespit edilen GSM hattının alınan HTS kaydı incelendiğinde 09.05.2013 saat: 00:45:11, 00:45:59 ve 01:13:39 sırasında mesaj kayıtlarındaki baz bilgilerinin Bingöl olması sebebi ile sanık ...’in mevcut deliller kapsamında sanık ...’ın beyanına dayanılmadan diğer delillerle de suça iştiraki sübuta erdiğinden hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları oluşmadığı halde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
3) Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmesine ilişkin kısmında “1 er ay ara ile 24 eşit taksitte tahsiline” ibaresi yerine “1 er ay ara ile ve 24 eşit taksit halinde sanıklardan tahsiline” ibaresine yer verilmesi,
4) Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısmında “taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğine” karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği” hususu belirtilmeyerek TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
5) 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK'nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması ve hükümden sonra aynı maddede 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
30.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.