Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/5333 Esas 2022/12334 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/5333
Karar No: 2022/12334
Karar Tarihi: 20.10.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/5333 Esas 2022/12334 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2021/5333 E.  ,  2022/12334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...

    HÜKÜM : Suça sürüklenen çocuk ... ile sanıklar ...,, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında zimmet suçundan beraat, sahtecilik suçundan ise zamanaşımı nedeniyle düşme, sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında atılı suçlardan ölüm nedeniyle düşme
    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarihli ve 616-218; 13/12/2011 tarihli ve 237-259; 16/12/2008 tarihli ve 144-234; 23/09/1974 tarihli ve 227-408 ile 16/04/1973 tarihli ve 213-345 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz isteminde bulunulması halinde inceleme ve karar verme görevi Yargıtay ilgili ceza dairesine ait olup, katılan vekilinin 01/08/2018 havale tarihli dilekçesinin içeriği itibarıyla eski hale getirme ve temyiz talebi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, ... 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/08/2018 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu ve yokluğunda verilen 28/03/2013 tarihli, 1998/100 Esas ve 2013/92 sayılı Kararın katılan vekiline tebliğ edilmemesi karşısında, katılan vekilinin başvuru tarihinin öğrenme tarihi olduğu ve süresinde temyiz talebinde bulunduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında zimmet ve sahtecilik, suça sürüklenen çocuk ... ile sanıklar ..., , ..., ..., ..., ... ve ... haklarında sahtecilik suçlarından verilen hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen kamu davalarının düşmesine dair hükümler usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    Suça sürüklenen çocuk ... ile sanıklar ...,, ..., ..., ..., ... ve ... haklarında zimmet suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Suça sürüklenen çocuk ile sanıklara isnat olunan nitelikli zimmet suçunun 765 sayılı TCK'nın 202/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına nazaran aynı Kanun'un 102/2 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 15 yıllık asli ve 22 yıl 6 aylık ilaveli zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, son suç tarihi olan 03/12/1990 ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kamu davalarının aynı Yasa'nın 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
    Sanıklar ..., ... ve ... haklarında zimmet ve sahtecilik suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Sanık ...'ın hükümden önce 23/06/2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu Kararına göre ... Milletvekili olarak seçildiğinin anlaşılması karşısında, Anayasa'nın 83 ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince durma kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Resmi Gazete'nin internet sitesi ile Yüksek Seçim Kurulunun 04/07/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 04/07/2018 tarihli ve 953 sayılı kararına göre, sanık ...’ın hüküm tarihinden sonra 24/06/2018 tarihinde yapılan 27. dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde ... ilinden milletvekili seçildiği, atılı suçların niteliği itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 83/2. maddesinde işaret edilen ve 14/2. maddesi kapsamında kalan suçlardan olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında yasama dokunulmazlığı nedeniyle Anayasa'nın 83/2. maddesi uyarınca 08/06/2016 tarihli ve 29736 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6718 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na eklenen geçici 20. maddesi de dikkate alınarak işlem yapılmasının gerekmesi,
    1412 sayılı CMUK'un 163/2. maddesinde "İddianamede sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurlarıyla uygulanması gereken kanun maddeleri, deliller ve duruşmanın yapılacağı mahkeme gösterilir" ve 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesinde "Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir", yine aynı Yasa'nın 232. maddesinde de "Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği yazılır" hükümlerine yer verildiği halde iddianamede ve gerekçeli kararda sanık ...'ın açık kimlik bilgilerine yer verilmeyerek anılan Yasa hükümlerine aykırı davranılması,
    Sanık ...'ın hükümden sonra 10/08/2013 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara