Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/14332 Esas 2014/17869 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14332
Karar No: 2014/17869
Karar Tarihi: 11.12.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/14332 Esas 2014/17869 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı olan şirket, bonoya dayalı takip başlatarak davacı olan şirketten alacak talep etmiştir. Ancak davacı şirketin vekili, bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek borçlarının olmadığı tespit edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, takibe konu bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını, bononun davacı defterlerinde kaydının bulunmamasını ve davacının vekaletnamede kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmemiş olduğunu belirleyerek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak dosyada bulunan vekaletnamenin içeriği incelendiğinde davacı şirket tarafından vekalet verilen dava dışı M.L.'nin ticari mümessil olduğu görülmüştür. Bu nedenle Mahkeme, dava dışı M.L.'nin kambiyo taahhüdünde bulunabileceği sonucuna ulaşarak önceki kararı bozmuştur. Bu kararın dayanağı olan kanun maddeleri ise, Borçlar Kanunu'nun 453/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 551/2.) maddesi ve 450/1. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 548/1.) maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2014/14332 E.  ,  2014/17869 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/04/2014
    NUMARASI : 2012/159-2014/267

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalının müvekkili şirket aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, bonodaki imzanın davacı vekiline ait olduğunu öğrendiklerini, müvekkilinin takip konusu bonoda iyiniyetli hamil konumunda olduğunu, davacının bono bedelini ödememek için bu davayı açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, takibe konu bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı, bononun davacı defterlerinde kaydının bulunmadığı, davalının dayandığı 11.04.2006 tarihli vekaletname ile M. L. davacı şirketin ticari vekili olarak yetkilendirildiği, 818 sayılı BK"nun 453/2.md. hükmü gereğince açıkça yetki verilmedikçe ticari vekilin kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı, bahse konu vekaletnamede adı geçene kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık davaya konu bonoyu imzalayan dava dışı M. L. ticari vekil mi yoksa ticari mümessil mi olduğu noktasındadır. BK"nun 453/2 (6098 sayılı TBK"nun 551/2) maddesine göre ticari vekil, açık yetki verilmedikçe kambiyo taahhütlerinde bulunamaz ise de aynı yasanın 450/1 (6098 sayılı TBK"nun 548/1) maddesine göre ticari mümessil müessese sahibi hesabına kambiyo taahhütlerinde bulunmak yetkisini haizdir.
    Dosyada bulunan 11.04.2006 tarihli vekaletname içeriği incelendiğinde davacı şirket tarafından dava dışı M. L. verilen vekaletnamede davacı şirketi hem resmi hem özel şirketler nezdinde temsil yetkisi verildiği gibi bankalar nezdinde ise şirketin her türlü hesaplardan dilediği zaman dilediği miktarlarda paralar çekmeye, ahzu kabza..... mevcut hesaptaki meblağları tamamen çekerek hesabı kapatmaya, yeniden hesap açmaya, açılmış hesabımıza dilediği zaman dilediği miktarlarda paralar yatırmaya, çekmeye, çek, tediye fişi vesair evrakları tanzim ve imzalamaya, şirket adına gelecek olan havale bedellerini ve alacaklısı olduğum çek bedellerini almaya, talep, tahsil ve ahzu kabza, tüm bu hususlardan dolayı şirketi ilgili banka şubesinde temsile ve hesabımı benden farksız olarak kullanmaya.... şirket adına tanzim edilecek ödeme emirlerini veya çekleri almaya, tahsil etmeye....” şeklinde oldukça geniş yetkiler verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, vekaletname içeriğine göre somut olayda çeki imzalayanın ticari mümessil olduğunun kabulü ve bunun sonucu olarak kambiyo taahhüdünde bulunabileceğinin kabulü ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara