Esas No: 2021/2952
Karar No: 2021/5457
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/2952 Esas 2021/5457 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen, bir boşanma davası ile ilgili hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucunda davalı erkeğin öldüğü anlaşılmıştır ve boşanma davası, davacı kadının feragat etmesi nedeniyle sona ermiştir. Ancak ölen eşin mirasçılarının kusur belirleme hakkı olduğuna dikkat çekilerek hükmün bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi, boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçılarının haklarını düzenlemektedir. Bu hükme göre, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davası mevcut olmalıdır. Ayrıca, davacının feragatı davaya son veren taraf işlemi kabul edilerek kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş hüküm bu sefer davalı erkek tarafından 15.03.2021 tarihinde temyiz edilmiştir.
Dosyanın yapılan incelemesinden; davalı erkeğin nüfus kaydına göre 17.03.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davalı erkek bölge adliye mahkemesince verilen boşanma kararı kesinleşmeden öldüğüne göre, evlilik birliği ölümle sona ermiştir. Davacı kadın her ne kadar 25.03.2021 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu davadan feragat ettiğini mahkemeye bildirmiş ise de feragatin geçerli kabul edilebilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir davanın mevcut olması gerekir. Boşanma davası, erkek eşin ölümüyle konusuz hale geldiğine göre davacı kadının bu feragat beyanı hukuki bir sonuç doğurmayacağı gibi Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca ölen eşin mirasçılarının kusur belirlemesi yönünden davaya devam etme hakları da bulunmaktadır. O halde, boşanma kararı henüz kesinleşmeden meydana gelen ve niteliği gereği son karar üzerinde belirleyici ve değiştirici etkiye sahip olan bu vakıa dikkate alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekir. Bu sebeple temyiz isteğinin kabulü ile, davalı erkeğin davanın devamı sırasında ölümü sebebiyle boşanma davasının konusuz kaldığı gözetilerek bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 30.06.2021 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Türk Medeni Kanunu"nun 181/2. maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder.
Ölen eşin mirasçılarının, TMK"nın 181/2. maddesinde düzenlenen haklarını kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır.
Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesine göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanınan hak ve yetkilerle sınırlıdır.
Eldeki davayı sağ eş açmıştır. Ölen eş tarafından açılmış bir boşanma davası bulunmamaktadır. Ancak, davacı asıl davadan açıkça feragat etmiştir.
Feragat; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir [HMK m. 307-(1)]. Hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir [HMK m. 310-(1)]. Karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir [HMK m. 309-(2)]. Kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur [HMK m. 311-(1)].
Davacının davasından feragat etmesi ile, dava konusu uyuşmazlık sona erer. Kural olarak her davadan feragat edilebilir. Çünkü, hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, açmış olduğu davayı da sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Dava konusu üzerinde tarafların tasarruf yetkisi bulunmasa bile ( yani tasarruf ilkesinin tam olarak uygulanmadığı davalarda da), davacı davasından feragat edebilir. Mesela boşanma davasının kabul edilmesi kesin hükmün (m.303) hukuki sonuçlarını doğurmadığı halde davacı boşanma davasından feragat edebilir ve bununla boşanma davası son bulur. ( Prof.Dr. Baki Kuru-Prof. Dr.Ramazan Arslan- Prof.Dr.Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 22. baskı,sayfa: 529)
Somut olayda, davacı kadın 25.03.2021 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiğini mahkemeye bildirmiştir. Davacının feragatı davaya son veren taraf işlemi olup kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurmuştur.
Davalı konumundaki muris sağ olsaydı, davacı, davasından nasıl özgür iradesi ile feragat edebilecek ve bu feragat mahkemenin ve davalının muvafakatine bağlı olmadan kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurabilecek idiyse, davalının ölümünden sonra da aynı hukuki durum geçerliliğini korur. Yasa, hüküm kesinleşinceye kadar, davacıya, davasından feragat etme hakkı tanımıştır. Davalının ölümünden sonra bu hak, davacının elinden alınamaz.
Muris ölmeden önce, davacı davasından feragat etseydi, mahkeme ne şekilde karar verecek idiyse, davalı öldükten sonra da davacının davasından feragat etmesi halinde, mahkeme aynı kararı vermek zorundadır.
Feragata rağmen yargılamaya devam edilerek, kusur tespiti yapılıp, davacının, ancak bir evliliğin iptali veya boşanma kararı sonucunda karşılaşabileceği son derece ağır bir sonuçla (eşinin mirasçısı olamama sonucuyla), karşı karşıya bırakılması, usul, yasa ve hukukun genel ilkelerine aykırıdır.
Bu durumda, davacı davasından açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiğine göre, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
Bu sebeple, davacının feragatı konusunda, 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı kanunla değişen HMK.nun 310/2-3. maddesi uyarınca, ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçeyle hükmün bozulması yönündeki değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.