Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/10496 Esas 2020/224 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/10496
Karar No: 2020/224

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/10496 Esas 2020/224 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2018/10496 E.  ,  2020/224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Katılana ait aslı ele geçmeyen sahte kimlikle başvurup kredi kartları sözleşmeleri düzenlenmesi suretiyle katılanlar Garanti ve Türkiye Finans Katılım bankalarından sahte kredi kartları çıkartıp teslim almak şeklindeki eylemlerinin, mağduru bankalar olup banka sayısınca TCK.nın 245/2. maddesindeki suç kapsamında cezalandırılması gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek özel belgede sahtecilik suçlarından kararlar verilmesi,
    2- Katılan ... Finans Katılım bankasından sahte ürettirilen kartın kullanılması suçu yönünden, TCK"nın 245/3. maddesi uyarınca temel hapis cezası tayin olunurken hesap hatası sonucu 5 yıl yerine 5 yıl 2 ay olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
    3- Suça konu katılan ... Bankasına ait kredi kartı ile değişik zamanlarda harcama yapan sanık hakkında TCK.nın 43. maddesi uyarınca cezasından arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    4- Katılan ... Finans Katılım bankasından sahte ürettirilen kartı birden fazla kullanılıp kullanılmadığının saptanarak sonucuna göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmeden hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nın 321. ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.01.2020 gününde 1 no"lu bent yönünden oyçokluğuyla diğer bentler yönünden oybirliğiyle karar verildi.


    KARŞI OY

    Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, sahte Banka veya Kredi Kartı Kullanmak Suretiyle Yarar Sağlamak suçundan TCK.nın 245/3, 62, 52/2, Özel Belgede Sahtecilik suçundan TCK.nın 207/1, 62. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair yerel mahkeme kararının Özel Belgede Sahtecilik suçundan kurulan hükmün bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
    TCK.nın 245/2. maddesi 5237 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği ilk halinde bulunmamaktadır. 5377 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle ikinci fıkra olarak TCK.nın 245. maddesine eklenmiştir.
    TCK.nın 245/2. maddesi “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” şeklindedir.
    5377 sayılı Kanun’un 27. maddesinin gerekçesinde “Başkalarına ait banka hesapları ile ilişkilendirilerek üretilen sahte banka veya kredi kartlarının ticari amaçlı olarak piyasaya sürülmesi karşısında, bu fiilleri yaptırıma bağlamak amacıyla..” denilmek suretiyle TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasının sonradan maddeye eklenmesinin amacı açıkça belirtilmiştir.
    Gerek madde metninde, gerekse maddenin ikinci fıkrasının gerekçesinde açıkça vurgulandığı üzere TCK.nın 245/2. maddesindeki sahte banka veya kredi kartının başkalarının banka hesapları ile ilişkilendirilmek suretiyle üretilmesi halinde ikinci fıkradaki suç oluşacaktır.
    TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasının sonradan maddeye eklenmesinin temel amaç ve düşüncesi son yıllarda çokça görülen ve rastlanılan ve uygulamada “kopya kart”, “ikiz kart” diyerek adlandırılan mevcut banka hesabı ile ilişkilendirme sonucu oluşturulan ve yaygınlaşan fiillerin müeyyide altına alınmasıdır.
    Başkasının kimlik bilgileri ile ilk defa bankaya başvurularak kart çıkarılması halinde adına kart çıkarılan kişinin daha önce banka hesabı bulunmadığından ilişkilendirilmeden söz etmeye olanak yoktur. Bu sebeple, ilişkilendirme olmadan sahte kimlik belgeleri ile bankadan başkası adına kart çıkarılması durumunda kullanılan belgelerin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu, bu kartın kullanılması ve yarar sağlanması durumunda TCK.nın 245/3. maddesindeki suç oluşacaktır.
    Başka bir anlatımla, TCK.nın 245/2. maddesindeki suç, önceden mevcut bir hesap ile ilişkilendirme sonucu oluşturulan ve uygulamada “kopya kart”, “ikiz kart” diye adlandırılan kartları kapsamaktadır.
    “Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır. Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
    Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
    5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
    Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
    5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
    Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
    TCK.nın 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
    İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
    Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
    Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
    Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
    Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
    Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK.nın 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
    Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nın 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
    Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nın 204, 207. maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
    Diğer yandan TCK.nın 245/2. maddesinde düzenlenen suçun konusu sahte banka veya kredi kartıdır. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için farklı zamanlarda birden fazla kart üretilmesi gerekmektedir. Sahte oluşturulan kartın dayanağını oluşturan belgelerin konusu sahte banka veya kredi kartı olan suç yönünden TCK.nın 43. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Ancak; sahtecilik suçu yönünden hüküm kurulması durumunda koşulları varsa zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.” şeklindeki açıklama ile aynı hususlara vurgu yapılmıştır.
    Sonuç olarak, TCK.nın 245. maddesinin 2. fıkrası ile fıkra gerekçesinde açıkça söz edildiği üzere bu fıkradaki suçun oluşması için öncelikle başkasının bir banka hesabı bulunmalı ve bu hesap ile ilişkilendirilerek sahte kart (kopya kart-ikiz kart) üretilmelidir. Başkasının banka hesabı olmadan, kişilerin kimlik belge veya bilgileri kullanılmak suretiyle bankaya başvurularak kart çıkarılması durumunda, başkasının hesabı ile ilişkilendirme olmadığından TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasındaki suç oluşmayacaktır. Ancak, kullanılan belgelerin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu oluşabilecektir.
    Somut olayda, sanığın katılan ...’e ait nüfus cüzdanı fotokopisi ile Türkiye Finans Katılım Bankası ile Garanti Bankası şubelerine başvurarak kredi kartı çıkarılmasını ve bu kartları kullanmak suretiyle yarar sağladığı olayda, katılan ...’in daha önceden mevcut bir banka hesabı ile ilişkilendirme olmadan sahte özel belge ile banka şubesine başvurarak kart çıkarılmasını sağladığı, katılanın hesabı ile ilişkilendirme olmadığından TCK. 245/2. maddesindeki suçun oluşması olanaklı değildir. Yerel mahkemenin özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmü doğrudur ve bu sebeple bu suçtan kurulan hükmün onanması gerekmektedir.
    Bu itibarla, yerel mahkemece özel belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükmün bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 08.01.2020



    Hemen Ara