Esas No: 2015/518
Karar No: 2015/531
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/518 Esas 2015/531 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 518 KARAR NO : 2015 / 531 KARAR TR : 6.7.2015 |
ÖZET : 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1- İ.A. 4- İ. A. 7- H. A.
2- H.A. 5- M.A.
3- H.Y. 6- H.A.
Vekili : Av. S.B.
Davalılar : 1- Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekilleri : Av. İ.S. (Adli Yargıda)
2- A.Uluslar arası Taşımacılık Ltd.Şti.
Av. E.B.
3- Y.K.Sigorta A.Ş.
Av. H. D.
4- A.Sigorta A.Ş.
Av. M. K.
5- E.A.
O L A Y : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden H.A.ın oğlu diğer müvekkillerinin kardeşi olan 1981 doğumlu T.A."ın 31.10.2009 tarihinde davalılar A.Uluslararası Taşımacılık Ltd.Şti.nin sahibi olduğu ve E.A."ın ise sürücüsü bulunduğu 27 PY 350 plaka numaralı çekici tırın 01 GK 561 plaka numaralı özel araca çarpması soncu meydana gelen trafik kazasında öldüğünü, T.A."ın 01 GK 561 plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunduğunu, davalılardan Y.K. Sigorta Acentası İ. Y. E. Sigorta’nın 07.02.2009 tarih ve 27 PY 350 plakalı tır çekici ve dorsesini zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigorta edip riziko üstlenen taraf olduğunu, E. Sigorta Aracılık Hiz.Ltd.Şti.nin ise 01 GK 561 numaralı aracı 19.08.2009 tarihli poliçe ile sigorta eden ve riziko yüklenen diğer davalı taraf olduğunu, T. A.’ın Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesinde Laboratuar Teknikeri yani sağlık görevlisi memur olarak çalışmakta olduğunu, müteveffanın araçta yolcu olarak bulunduğundan kusurunun olmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle kazaya sebebiyet veren tır sahibi ve istihdam edeni olarak A. Ltd.Şti.nin sürücü E.A.ile Karayolları Genel Müdürlüğünün birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, ölenin annesi olan müvekkili H.A.için 40.000,00 TL, diğer müvekkilleri İ.A.için 20.000,00 TL, M.A. (Y.) için 20.000,00 TL, H.Y. için 20.000,00 TL, H.A.için 20.000,00 TL, H. A.için 20.000,00 TL, İ.A. için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi, müvekkili H."nin oğlunun bakımına muhtaç olduğu için fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesi: 24.03.2011 gün ve E:2009/609, K:2011/174 sayı ile özetle; davalı Y. K. Sigorta A.Ş. hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalı A.Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat isteminin reddine, davacı H.A."ın maddi tazminat istemi ve tüm davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı H. A.için 15.488,08 TL maddi tazminat, 20.000 TL manevi tazminat, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 6.000 TL olmak üzere toplam 56.000 TL manevi tazminatın davalılar E.A., Karayolları Genel Müdürlüğü ve A.Uluslararası Taşımacılık Ltd.Şti."nden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 14.11.2012 gün ve E:2011/10317, K:2012/12491 sayılı ilamı ile özetle;
“1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, cevap dilekçesiyle görev itirazında bulunmuş olup, mahkemece itiraz değerlendirilmeksizin, davalı aleyhine hüküm tesis edilmiştir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın 7/a maddesinde karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri- verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğuramaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen, 2918 sayılı Yasa"nın hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve onu izleyen maddelerinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
Görev (yargı yolu) hususu resen dikkate alınacak konulardan olup, davalı idare vekilinin bu yöndeki itirazının da göz önüne alınması gerekirken, işin esasına girilerek sonuçlandırılması doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma kapsamına göre davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına” şeklinde karar vermiştir.
Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesi: Yargıtay’ın bozma ilamına uyduktan sonra 30.04.2013 gün ve E:2013/114, K:2013/287 sayı ile yargı yolu bakımından özetle; davacıların davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkındaki maddi ve manevi tazminata ilişkin davasının yargı yolu bakımından reddine karar vermiş ve karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Davacılar vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.
Şanlıurfa İdare Mahkemesi: 17.02.2015 gün ve E:2013/2375 sayı ile özetle; davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.7.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bakımından 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmış tazminat davasına ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayrımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Şanlıurfa İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.04.2013 gün ve E:2013/114, K:2013/287 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.7.2015 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU |
Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |