Esas No: 2022/4615
Karar No: 2022/3557
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4615 Esas 2022/3557 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/4615 E. , 2022/3557 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1, 86/2, 86/3-c, 87/3, 125/3-a, 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 5 ay hapis (2 kez) ve 1 yıl 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2013 tarihli ve 2009/615 Esas, 2013/340 Karar sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02.04.2019 tarihli ve 2014/51341 Esas, 2019/5854 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.10.2021 tarihli ve 2009/615 Esas, 2013/340 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına dair mercii İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/695 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 15.02.2022 tarihli ve 2022/590 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2022 tarihli ve 2022/27722 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 13.10.2021 tarihli ve 2021/14774 Esas, 2021/16750 karar sayılı ilamında, "...'antisosyal kişilik bozukluğu tanısıyla askerliğe elverişli değildir' şeklinde düzenlenen raporda sanığın akıl hastalığına ilişkin bir hususun yer almadığı ayrıca yargılamanın hiçbir aşamasında sanık tarafından bu hususun dile getirilmediğinin anlaşılması nedeniyle..kanun yararına bozma isteminin REDDİNE.." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
İnceleme konusu dosyada, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesince verilen karara itiraz üzerine, mercii İstanbul 31. Ağır Mahkemesince itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de,
İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2013 tarihli ve 2009/615 Esas, 2013/340 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz ettiği Çorlu Asker Hastanesinin 07.07.2008 tarihli ve 1275 sayılı raporunda yer aldığı üzere "antisosyal kişilik bozukluğu" tanısı bulunduğunu iddia ettiği, hükümlünün antisosyal kişilik bozukluğu bulunduğu iddiasını yargılamanın hiçbir aşamasında dile getirmediği gibi anılan raporda 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğuna ilişkin bir tespit bulunmadığı,
Hükümlünün Çorlu Asker Hastanesinin 07.07.2008 tarihli ve 1275 sayılı raporu kapsamında 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan ayrıca sorulduğu, Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 30.07.2021 tarihli ve 5663 sayılı raporunda hükümlünün 25.05.2009 tarihinde işlemiş olduğu suçlarla ilgili cezai ehliyetini engeller akıl hastalığının bulunmadığı tespit edildiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK'nin "Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri" başlıklı 311/1. maddesinin (e) bendinde; “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte gözönüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yargılamanın yenilenmesi konusunun ele alındığı 11.03.2014 tarih ve 2012/3-909 Esas ve 2014/121 Karar sayılı kararında; “Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda "önemli" de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.
Yargılamanın yenilenmesi kurumu kesin hükme karşı öngörülen olağanüstü yasayolları arasında yer aldığından, bu yola başvurulabilmesi için ortaya konulan gerekçelerin, yeniden yargılamaya başlanmasını gerektirecek nitelik, önem ve ciddiyete sahip olması gerekmektedir.
İncelenen dosyada; sanık hakkında verilen kararların temyizde düzelterek onanması suretiyle kesinleşmesinin ardından sanık kendisinde akıl hastalığı bulunduğundan bahisle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ek karara yönelik itirazın merciince kabulüne karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 30.07.2021 tarihli adli raporunda cezai ehliyetinin tam olduğunun bildirilmiş olmasına göre, vaki itirazı kabul eden mercii kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle; Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; sanık hakkında kasten basit yaralama suçundan İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/695 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.