Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/13732 Esas 2014/17631 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13732
Karar No: 2014/17631
Karar Tarihi: 09.12.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/13732 Esas 2014/17631 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, dava dışı kişi tarafından bankaya yapılan kredi borcuna kefil olduklarını ancak borcun kapatılması sonrası yapılan temlikin usulsüz olduğunu iddia ederek temliknamesinin iptalini talep etmiştir. Mahkeme, taşınmazın ipoteğin bütün hukuki vecibeleri ile davalı M.N. B. tarafından satın alındığını ve davalının şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, davalılar arasındaki temlik sözleşmesinin geçerli olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacılar tarafından açılan menfi tespit davasının hukuki yararı bulunmadığı ve mahkemenin esastan davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Kararda Borçlar Kanunu maddelerine atıfta bulunulmamıştır.
19. Hukuk Dairesi         2014/13732 E.  ,  2014/17631 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 04/07/2013
    NUMARASI : 2012/276-2013/161

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılardan asil S.. C.. ile davacılar vek.Av.A. Ç. ile davalılardan M.. B.. vek.Av... ve davalılardan Yapı Kredi Bankası AŞ.vek.Av..... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asilin ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkillerinin dava dışı D. C. C. kredi borcuna kefil olduklarını, D. C. C. aynı zamanda taşınmazını kredinin teminatı olarak ipotek ettirdiğini ve anılan taşınmazı ipotekli olarak davalı M.N. B. sattığını, anılan davalının kredi borcunu bilerek satın aldığını ve kalan taksitleri ödeyerek borcu tamamen kapattığını, borç bitmesine rağmen diğer davalı ile alacağın temliki sözleşmesi imzalayarak takibe koyduğunu, müvekkillerinin itirazı ile takibin durması üzerine açılan itirazın iptali davasının İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/200 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, yapılan temlikin usulsüz ve Borçlar Kanunu"na aykırı olup, müvekillerinin davalılara borcunun bulunmadığını, borcun sükuta erdiğini ve kefalet akdinin sona erdiğini bildirerek Bornova 4.Noterliğinin 25.08.2010 tarih ve 29279 yevmiye nolu temliknamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, yapılan temlik işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; dava kaynağı taşınmaz üzerinde, dava dışı D. C. C. ile banka arasındaki kredi sözleşmesinin teminatı olarak ipotek tesis edildiği ve taşınmazın ipoteğin bütün hukuki vecibeleri ile davalı M.N. B.tarafından satın alındığı, D. C. C. tarafından ödenmeyen bakiye borcun davalı M.N. B. tarafından ödenerek taşınmaz ile ayni yükümlülükten kurtulunduğunu, bu davalının taşınmazı ipotekle yükümlü olarak devir alırken eski malik ile borcun yüklenilmesi konusunda herhangi bir anlaşma yapmadığı ve davalı bankanın kredi sözleşmesinin taraflarına karşı başvurma hakkını saklı tuttuğu dikkate alındığında davalı M. N. B. şahsi sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle kredi borçlusu ile kefil olan davacıların sorumluluğunun devam ettiği, bu kapsamda davalılar arasındaki temlik sözleşmesinin geçerli olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı M.N. B. tarafından davacılar ile dava dışı D. C. C. karşı başlatılan takibe konu temlik sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, anılan takip dosyasına davacıların itirazı nedeniyle davalı M.N. B. ile davacılar arasında işbu davadan önce 13.10.2010 tarihinde İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/200 Esas sayılı dosyasında açılmış bir itirazın iptali davasının bulunduğu, eldeki menfi tespit davasının itirazın iptali davasının açılmasından sonra açılmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasında, kefil olan borçluların savunma yoluyla borçlu olmadıklarını ileri sürebilmeleri mümkün olduğundan, davacıların itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararları bulunmamaktadır.
    Mahkemece, dava şartlarından olan hukuki yarar üzerinde durulmadan somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara