Esas No: 2014/11006
Karar No: 2014/17491
Karar Tarihi: 04.12.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11006 Esas 2014/17491 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı müvekkil, davacı müvekkiline karşı icra takibi yapmıştır. Davacı, çek hakkında dışarıdan gelen bir iptal kararı olduğunu ileri sürerek davalının çekten borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme, davacının iddiasını kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalının temyizi üzerine Yargıtay, hamil olan gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerektiği ve bu nedenle davalı hamil L... Ltd. Şti.'nin davacı dışındaki bir şahsı hasım göstererek iptal kararının iptali için dava açması gerektiği sonucuna varmıştır. Kanun maddeleri olarak TTK 697, 713, 703, 564, 558/2 ve 599 belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy(Kapatılan) 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/204-2014/91
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalının müvekkilinin keşide ettiği 24.06.2011 keşide tarihli 3.000 TL bedelli çeke dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, halbuki çek hakkında dava dışı E. B. tarafından mahkemeden alınan iptal kararı bulunduğunu ileri sürerek çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının aleyhine icra takibi yapan dava dışı E. B. ödeme yapmakla borcundan kurtulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı keşidecinin çekte hamil olarak gözüken ve iptal kararı alan dava dışı E. B. tarafından yapılan icra takibi sonucunda ödeme yaparak borcundan kurtulduğu, davacının ödeme yaparken kötü niyetli olduğunu davalının kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.06.2002 tarihli 2002/19-443 Esas, 2002/474 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi T.T.K."nun 697 maddesi uyarınca çekler, kanunen emre yazılı senetlerdir. Çek, nama, emre ya da hamile yazılabilir. Hamile yazılı senetlerde, hak sahipliğinin (alacaklılık, temsil yetkisini haiz olmak) senet vasıtasıyla ispatı, “hamile teşhis kaydı” nın sonucu olarak yalnızca senedin ibrazı suretiyle olur. Muhatap, emre yazılı senetlerde, hamilin meşru hamil olup olmadığını cirolar arasında bulunması gereken teselsülün tetkikiyle tespit edebilir(TTK. 713). Lehtarlardan başlayarak son hamilde nihayet bulan cirolardan ilki lehtarın imzasını ve daha sonrakiler ise, bir evvelki cirodaki lehtarın imzasını taşımak suretiyle devam ediyorsa, ciro silsilesi muntazam sayılır.
Hamile yazılı çeklere gelince; burada muhatabın araştırma mükellefiyeti adeta kaldırılmış gibidir. TTK" nun 703 maddesi hükümlerine göre hamile yazılı çek, menkul mülkiyetinde olduğu gibi tarafların anlaşmaları ve zilyetliğin devri ile bir başkasına devredilebilir (MK 687). Hamile yazılı bir çekin cirosu esas itibarıyla devri gösteren bir ispat vasıtası olarak anlam taşıyabilir fakat hakkı devredici bir fonksiyonu yoktur. Hamile yazılı çekte, hak sahipliği senedi elinde bulundurmakla tesis edildiğinden, böyle bir cironun ayrıca hak sahipliğini teşhis fonksiyonu da mevcut değildir. Hamile yazılı çekteki cirolar arasındaki muntazam bir ciro zincirinin varlığı önem taşımaz. Bu gibi çeklerde mündemiç olan hak, muntazam ciro zinciriyle değil, sadece, senedin verilmesiyle intikal eder ( Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Bası s. 1148 vd. Y. 12. H.D. 15.09.2012 gün E.2520, K.10324, Y. 11H.D.
Bazen senede dayanılarak gerçekleştirilen “Alacaklılığın ispatı” keyfiyeti gerçeğe uymayabilir. TTK."nun 564. maddesi gereğince iptal kararı uyarınca hak sahibi hakkını senetsiz olarak da öne sürebilecektir. Mahkemeden alınan iptal kararı yalnızca hak sahipliğinin teşhisine imkan verir. Yasa uyarınca, hasımsız alınması gereken iptal kararı ilgilinin borçluluğunu saptamaz ve kesin hüküm teşkil etmez. Borçlu, iptal kararına karşın iptal kararı alan kişinin hak sahibi olmadığını öne sürebilir. Alınan iptal kararının ibrazı üzerine çek bedelini ödeyen keşideci (borçlu) kaybolduğu iddia edilen çekin sonradan yetkili hamil tarafından ibraz edilmesi halinde TTK"nun 558/2 ve 599 maddelerindeki şartların oluşması durumunda ödeme def"inde bulunamayacak ve çek bedelini ibraz eden hamile bir daha ödemek zorunda kalacaktır (Y.11. H.D. 10.5.1979 gün ve E. 480, K.2529)
Diğer taraftan yasa gereği çekin borçlusu muhatap banka olduğundan, çek süresinde muhataba ibraz edilmezse, hamilin çeke dayalı olarak istemde bulunma olanağı olmayacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönersek; dava dışı E. B. çeki kaybettiğini ileri sürerek çek hakkında iptal kararı almıştır. Çek hamili olan davalı L.... Ltd. Şti. süresi içinde çeki hamili bulunduğu muhatap bankaya ibraz etmiş, banka tarafından çek hakkında verilen iptal kararı nedeniyle ödeme yapılmamış ve anılan davalı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak icra takibi yapılmıştır.
Bu durumda ortada biri çeke dayalı, diğeri ise zayi nedeniyle iptal kararına dayalı iki hamil bulunmaktadır. Bir çekten dolayı iki meşru hamil olamayacağından gerçek hak sahibinin tespiti gerekmektedir. O halde mahkemece yapılacak iş; davalı hamil L... Ltd. Şti."ne çek iptal kararı alan dava dışı E. B.. hasım göstermek suretiyle anılan dava dışı kişinin aldığı çekin iptaline ilişkin ilamın iptalini talep etmek ve dolayısı ile meşru hamilin kim olduğunu açacağı bu dava ile kanıtlamak üzere mehil verilmeli, açılacak dava, bu dava ile birleştirilmeli ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.