Esas No: 2022/1790
Karar No: 2022/3773
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/1790 Esas 2022/3773 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/1790 E. , 2022/3773 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Olası kast ile öldürme
HÜKÜMLER :1)... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2018 tarih ve 2018/90 Esas, 2018/550 Karar sayılı ilamı ile; sanığın olası kast ile öldürme suçundan 5237 sayılı TCK'nin 81/1, 21/2, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair,
2)İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 16/05/2019 tarih ve 2019/514 Esas, 2019/1009 Karar sayılı ilamı ile; “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 16.05.2019 tarih ve 2019/514 Esas, 2019/1009 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291/1. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezasının beş yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesi kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 286/2-a maddesi gereğince temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 16.05.2019 tarih ve 2019/514 Esas, 2019/1009 Karar sayılı "istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine" dair hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafiinin; eksik araştırma yapıldığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA,
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince “... 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.05.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Tüm dosya kapsamına göre;
Uyuşmazlık konusu olan hukuki sorunda, sanık ... ’ıın sattığı alkollü içecek nedeniyle maktül ...’ın ölmesi eyleminde, bir tekel büfesi sahibi, işletmecisi ya da alkollü içecek satan bir eğlence yeri işletmesi olmaksızın haricen turistlerden temin ettiği içkileri sattığı anlaşılan sanığın ölüm nedeniyle “olası kast ile adam öldürme” suçundan mahkum edilip edilemeceği tartışılmaktadır.
Dosya kapsamı ve kabule göre sanık, uzun süredir (yıllarla ifade edilen bir süreçte) turistlerden pisayasa göre göreceli olarak ucuz alkollü içecek temin etmekte ve bunu bilen istikrarlı bir müşteri kitlesine düzenli satış yapmaktadır. Maktül de sanığın rutin ve kadim müşterilerinden biridir. Ne var ki, son içki partisi alımından sonra sanığın sattığı içki nedeniyle zehirlenme sonucu illiyet bağı tartışması olmaksızın ölüm gerçekleşmiştir.
Sanık ... süredir aynı yöntemle müşterilerine içki tedarik etmektedir. Olası Kast kavramını sanığa yüklemek için ön koşul olarak “zehirlenme olabileceğini öngörme” yükünü sanığın üzerine koyabilmek gerekir. Davada bir defa bu durum gerçekleşmemiştir. Zira, yıllara yayılan ve genelde aynı tedarik noktasından temin edilip yaklaşık aynı müşteri kitlesine yapılan satışlarda olay tarihine kadar bir zehirlenme, bir ölüm vakası yoktur. Dahası sanık bizatihi kendisi de maktulünde aralarında olduğu grupla zaman zaman bu içkilerden kullanmaktadır. Dolayısıyla burada sanığın “olursa olsun” diye hareket ettiğini gösterir bir bulgu yoktur.
Burada sanık, sattığı, doğrudan yasal tedarikçi dışındaki kaynak veya kaynaklardan temin ettiği içkilerin, müşterilere zarar vermesini istememektedir.
Sanığın bu iradesi ve davasının şekli bizi TCK’nin 22/3. maddesinde yer alan “bilinçli taksire” götürecektir. Çünkü sanık düzenli bir tedarikçi istikrarlı bir satıcıdır. Bugüne kadar müşteri kitlesinde bir zarar olmamıştır. Dolayısıyla sanığın iç dünyasında bir “olursa olsun KABULLENMESİ” yoktur. Bilakis sanık meydana gelen neticeyi İSTEMEZ durumdadır. Fakat sattığı ürünleri yasal tedarikçiden almayarak da özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını da bilmektedir.
Öte yandan sanığın, maktule zarar veren içikinin ve hatta sattığı diğer tüm içkilerin üretim sürecinde yer almadığı, nasıl üretildiğini görmediği ve bilmediği yine tüm delillerde sabittir.
O halde sanık bu davada “olası kast ile adam öldürme” eyleminden sorumlu değildir. Sanığın hukuki pozisyonu “bilinçli taksir ile ölüme neden olmak” sınırında kalmıştır.
Bu gerekçelerle “olası kast ile adam öldürme” hususunda değerlendirme yapan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum. 24.05.2022