19. Hukuk Dairesi 2014/13259 E. , 2014/17352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2012/132-2014/82
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı asıl borçlu C. D. bankadan kullanmış olduğu kredi sözleşmesine kefil olduğunu, asıl borçlunun bankaya olan taksidini ödemediğini, taksit bedelinin faizi ile birlikte müvekkilinden tahsil edildiğini, müvekkilinin ödediği bedeli davalı kefilden tahsili amacıyla davalı hakkında başlattığı icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davalının sözleşmedeki imzasını inkar ettiği, fakat imza incelemesine dayanak delil sunmadığından imza incelemesi yapılmadığı, dava dışı asıl borçlu C. D. kullanmış olduğu kredinin ödenmeyen taksidinin davacı kefilden tahsil edildiği, davacının da bu ödemeyi diğer kefil davalıdan isteyebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe itirazının 6.147,35 TL asıl alacak ve 315,28 TL faiz üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı boçlu, 09.04.2012 tarihli dilekçesiyle kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, hukuki ilişkiyi kabul etmediğini, borcu bulunmadığını beyan etmiştir.
İtirazın iptali davasında ispat külfeti davacı alacaklıdadır. Bu durumda mahkemece, davalının kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki ve sonraki tarihleri taşıyan imza örnekleri getirtilip davalının medarı tatbik imza örnekleri de alınarak bilirkişi veya bilirkişi kurulundan imzanın davalıya aidiyeti hususunda Yargıtay denetimine açık ve anlaşılır şekilde rapor alınarak, rapor sonucuna göre varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek ve bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabule göre de kefalet sözleşmesindeki kefillerin kendi iç ilişkilerinde kendi payları oranında sorumlu olduklarının gözetilmemesi de isabetsiz olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.