Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4055 Esas 2022/3892 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4055
Karar No: 2022/3892
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4055 Esas 2022/3892 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/4055 E.  ,  2022/3892 K.

    "İçtihat Metni"

    B O Z M A Ü Z E R İ N E
    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2020/829 E., 2021/201 K.
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
    Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.05.2015 tarihli ve 2014/24 Esas, 2015/366 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    2. Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.05.2015 tarihli ve 2014/24 Esas, 2015/366 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 05.09.2018 tarihli ve 2017/18545 Esas, 2018/13644 Karar sayılı kararı ile özetle; sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağı hususunda gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye yol açıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.10.2019 tarihli ve 2018/942 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    4. Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.10.2019 tarihli ve 2018/942 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 24.09.2020 tarihli ve 2020/9368 Esas, 2020/11653 Karar sayılı kararı ile özetle; sanığın yargılama konusu eylemi yönünden, 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesi gereğ basit yargılama usûlünün uygulanabilir hâle geldiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    5. Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.02.2021 tarihli ve 2020/829 Esas, 2021/201 Karar sayılı kararıyla; takdiren basit yargılama usûlünün uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
    a) Suçun uzlaştırma hükümleri kapsamında olduğuna,
    b) Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanmadığına,
    c) Sanık lehine hükümlerin uygulanmadığına,
    d) Ceza miktarı itibarıyla adlî para cezası verilebilecekken bu hususun değerlendirilmediğne,
    e) Vesaire,İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Olay günü mağdurun, temyiz dışı mağdur A.A. ile birlikte sanığın çalıştığı restorana gittiği, hesabı fazla bulması üzerine aralarında çıkan tartışma neticesinde sanığın, sopa ile vurduğu mağduru, basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı belirlenmiştir.
    2. Şikâyetçi olmayan mağdurun, her aşamada istikrarlı beyanlarda bulunduğu belirlenmiştir.
    3. Temyiz dışı mağdur A.A.'nın beyanları, mağdur beyanı ile uyumludur.
    4. Sanık, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
    5. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmanın niteliğini belirleyen, Iğdır Devlet Hastanesince tanzim olunan, 11.06.2013 tarihli adlî muayene raporunda; "Göğüs orta hatta hassasiyet" bulunduğu ve basit bir tıbbî müdahale ile giderilebileceği belirtilmiştir.
    6. Sanığa ait güncel adlî sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.

    IV. GEREKÇE
    1. Sanık müdafiinin, suçun uzlaştırma hükümleri kapsamında olduğuna yönelen temyiz sebebi yönünden; 5271 sayılı Kanun'un "Uzlaştırma" başlıklı 253 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve aynı fıkrasının (a) bendinde yer verilen;
    "(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel
    hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
    a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar,"
    Şeklindeki düzenleme karşısında, uzlaştırma kurumunun, şikâyet şartına bağlı suçlar yönünden uygulanabileceği ön koşul olarak belirlenmiştir. Aynı hükmün (b) bendinde şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 5237 sayılı Kanun'da yer alan bazı suçlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması öngörülmüş ise de sanığın yargılama konusu eylemini, 5237 sayılı Kanun'un, "Tanımlar" başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin dördüncü cümlesinde yer alan; "Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler," kapsamında silahtan sayılan sopa ile gerçekleştirdiği ve bu nedenle eylemin, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
    5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili bölümünde; "Kasten yaralama suçunun;İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, ...."
    Hükmünün bulunması, sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesi kapsamında soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan olmadığı, bu itibarla uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    2. Sanık müdafiinin, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanmadığına yönelen temyiz sebebi yönünden; mağdurun soruşturma aşamasında olayın sıcağı sıcağına tespit olunan beyanında eylemin sanık ve temyiz dışı sanık ... tarafından birlikte gerçekleştirildiğini beyan etmesi, temyiz dışı mağdur A.A.'nın anlatımlarının da aynı yönde olması ile mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporu içeriği karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    3. Sanık müdafiinin, sanık lehine hükümlerin uygulanmadığına yönelen temyiz sebebi yönünden; sanığın gerek dava dosyasında mevcut gerekse Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunan güncel adlî sicil kaydının tetkiki neticesinde, tekerrüre esas olmayan mahkûmiyetleri ile hakkında evvelce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bulunduğu, Mahkemece "Sanık hakkında kurulan hapis cezasının ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmaması" gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesi gereği erteleme ve "Sanık hakkında ... hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve CMK'nin 231/8-2. cümle gereği denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği" gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    4.Sanık müdafiinin, ceza miktarı itibarıyla adlî para cezası verilebilecekken bu hususun değerlendirilmediğine yönelen temyiz sebebi yönünden; sanığın yargılama konusu eylemi için 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen yaptırımın "...dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ..." şeklinde seçenekli olarak belirtildiği, seçim hakkının, kanun koyucu tarafından, somut olayın özelliklerini gözetecek olan hâkimin takdirine bırakıldığı anlaşılmıştır. Aynı Kanun'un 50 nci maddesinin ikinci fıkrasında ise "Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez." şeklindeki düzenlemeye yer verildiği ve Mahkemece, sanık hakkında kurulan hükümde, takdiren ve tercihen hapis cezasının uygulanmasına karar verildiğinin belirtilmesi karşısında, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    5. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.02.2021 tarihli ve 2020/829 Esas, 2021/201 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara