Esas No: 2020/9200
Karar No: 2022/7695
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/9200 Esas 2022/7695 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/9200 E. , 2022/7695 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : NİĞDE 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-20.08.2014 ve 29.12.2014 tarihli olaylara ilişkin olay tutunaklarının fiziki olarak aslı ya da onaylı örneklerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- UYAP üzerinden yapılan incelemede, Niğde 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.06.2016 tarih-2015/508 esas ve 2016/287 sayılı kararı sanığın 29.12.2014 tarihli eylemine ilişkin olarak, “...Niğde Devlet Hastanesinden alınan rapora göre 32/1. maddesi kapsamında olduğunun belirtildiği,” gerekçesi ile sanık hakkında “5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 32. maddesi delaleti ile 5271 sayılı Türk Ceza Muhakemeleri Kanunun 223/4-(b) maddesi gereği sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiğinin anlaşılması karşısında,
Sanığın 20/08/2014 tarihinde uyuşturucu madde kullanma suçunu işlediği sırada suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğini azaltacak veya ortadan kaldıracak derecede akıl zayıflığının etkisi altında olup olmadığı, sanıkta bulunduğu iddia edilen zeka geriliği yönünden ifadesine itibar edilip edilemeyeceği ve 5237 sayılı TCK'nın 32/1-2. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda, sanığın daha önce tedavi gördüğü kurumlardan teşhis ve tedaviyi gösteren hasta tedavi müşahade kağıdı, epikriz gibi tüm belgelerin celp edilip dosyanın onaylı sureti ve bu belgelerle birlikte sanığın, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kuruluna sevki sureti ile rapor aldırılıp sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından
ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz süresinin bitmesi beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda; Niğde Cumhuriyet Başsavcılığının kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının, şüpheliye tebliğ edilmekle birlikte tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdı yükümlüye tebliğ edilerek tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı gibi Niğde Devlet Hastanesince 13.01.2015 tarihinde düzenlenen rapora göre sanığın idrar tahlili sonucunda belirlenen "Benzodiazepin" isimli maddenin 5237 sayılı TCK'nın 188. maddesinin 4. fıkrasında, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakebesi Hakkında Kanun'da, 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun'da, uyuşturucu maddelere dair 1961 sayılı Tek Sözleşmesi'nin 1 ve 2 numaralı cetvellerinde, 2313 ve 3298 sayılı Kanunların verdiği yetki uyarınca çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarında sayılan uyuşturucu ve uyarıcı maddeler arasında yer almaması nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 188. maddesinin 6. fıkrasında öngörülen suç saklı kalmak üzere, bu maddenin "kullanmak amacıyla bulundurulmasının" suç oluşturmayacağı, dolayısıyla ihlal olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere kamu davasının durmasına ve kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5- Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan, Emanetin 2014/742 sırasında kayıtlı suça konu uyuşturucu maddenin ve Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarınca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 13.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.