Esas No: 2021/28630
Karar No: 2022/11987
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/28630 Esas 2022/11987 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/28630 E. , 2022/11987 K.Özet:
Sanık hakkında açılan kamu davasında, sahte çek kullanarak resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiasıyla mahkumiyet hükmü verilmiştir. Ancak, mahkemede yapılan incelemelerde bazı eksiklikler tespit edilmiş ve karar bozulmuştur. Bu eksiklikler arasında, maddi gerçeğin tam olarak tespit edilmemesi, borç nedeniyle verilen çeklerde dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmayacağı, zararın kısmen veya tamamen karşılanıp karşılanmadığı ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı gibi konular yer almaktadır. Kanunlar açısından ise, TCK'nin 168., 5237 sayılı Kanun'un 53. ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddeleri gerektiği şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1) Sanık hakkında sahte çek kullanarak üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, söz konusu çeki müşteri çeki olarak aldığını ve çekte ikinci ciranta olarak görünen ... Gıda San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.ye verdiğini söylemesi, soruşturma aşamasında alınan ifadesinde de Sarıyer’de dükkan işleten ...’ten aldığını beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; ... Gıda şirketi yetkilisinin soruşturma ya da yargılama aşamasında beyanlarının alınmadığı görülmekle önce bu şirket yetkilisinin ifadesinin alınması ile söz konu çekin sanık tarafından kendilerine verilip verilmediğinin, verildiyse hangi ticari ilişki nedeniyle verildiğinin sorulması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 tarihli ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması hâlinde, borç hileli davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı nazara alındığında; önceden doğmuş bir borç için verilip verilmediğinin de sorulması, sanığın soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde bahsettiği kişi ile ifadesi alınan ... isimli kişinin aynı kişi olup olmadığının araştırılması ve gerekirse bu konuda yüzleştirme yapılması, çek ön yüzündeki ve arka yüzündeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda uzman bir kurum ya da kuruluştan rapor alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanığın yargılama aşamasında alınan savunmasında, zararı kısmen karşıladığını, süre verilmesi halinde tamamını karşılayacağını beyan etmesi karşısında, sanık tarafından zararın kısmen ya da tamamen ödenip ödenmediğinin araştırılması ile kısmi ödemenin varlığı halinde müştekilerin kısmi ödeme nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediğinin sorulduktan sonra, sanık hakkında TCK’nin 168. maddesinde düzenlenen “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Adli emanetin 2010/5265 sırasına kayıtlı emanet eşyanın akıbeti hakkında bir karar verilmemesi,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi