Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12152 Esas 2014/17073 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12152
Karar No: 2014/17073
Karar Tarihi: 27.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12152 Esas 2014/17073 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın davacı lehine kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği ve davalının temyizi sonucu mahkemenin kararının bozulduğu belirtilmektedir. Davacı, müvekkili ile davalı arasında imzalanan kira sözleşmesinin, davalıya ait taşınmaza ilişkin olduğunu ve davalının bu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda müvekkilinin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı tarafından sonlandırıldığını iddia etmektedir. Davacı, kira süresinin tamamı nazara alınarak davalıya ödenen kira bedelinin geçersiz kalan kısmının, yoksun kalınan semerelerin ve ekonomik kayıpların karşılığı bedelin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkemeye sunulan deliller ve bilirkişi raporuna göre, kira sözleşmesi sona ermiş ve peşin ödenen kira bedelinin kullanılmayan dönemine tekabül eden tutarın istirdadı gerektiği kabul edilmiştir. Ancak, davacının sabit yatırımlarla ilgili talebi yönünde gerektiğinde mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatır
19. Hukuk Dairesi         2014/12152 E.  ,  2014/17073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 05/03/2013
    NUMARASI : 2012/63-2013/48

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.T.. T.. ile davalı vek.Av.T..S.."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20.12.2006 tarihinde (18) yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin davalıya ait taşınmaza ilişkin olup, tapuya şerh edildiğini, davalının bu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmeye istinaden müvekkilinin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı tarafından 20.01.2012 günlü ihtarname ile sonlandırıldığını, bu tarihten sonraki süreler için bayilik sözleşmesi ve ilintili sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini, müvekkilinin davalıya bugüne kadar 1.547.325 TL.kira bedeli ödediğini, istasyona 128.977.92 TL.sabit yatırım yaptığını belirterek kira süresinin tamamı nazara alınarak davalıya ödenen kira bedelinin, geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak kira süresine karşılık gelen 1.134.048.11 TL.nin KDV.si ile birlikte davalıya ödeme tarihinden itibaren, ayrıca söz konusu tutarın dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) ve müvekkilinin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 504.197.80 TL.nin KDV.si ile birlikte dava tarihinden itibaren avans faiziyle sabit yatırım bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak süresine karşılık gelen 95.086.90 TL.lik kısmının (ana para) KDV.si ile birlikte ve yine söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkilinin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 41.347.05 TL.nin KDV.si ile birlikte avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kendisine yapılan ödemeyi sözleşmede belirlenen amaca uygun olarak kullandığını, davacı tarafından ödenen tutarın, önemli bir kısmının sözleşme uyarınca istasyon inşaatı için harcandığını, müvekkilinin mamelekinde bir artış meydana gelmediğini, müvekkilinin iyi niyetli olup, iadeyle yükümlü olmadığını, müvekkilince sözleşmenin feshedilmediğini, müvekkilinin süresi dolan sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirdiğini, davacı taleplerinin dayanaktan yoksun ve pek fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı arasında 20.12.2006 tarihinde 18 yıl süreli olarak imzalanan kira sözleşmesinin, bayilik sözleşmesinin sona ermesiyle süresinden önce sona erdiği, peşin ödenen kira bedelinden kullanılmayan döneme tekabül eden kiranın 1.638.245.92 TL.olduğu, bu tutarın istirdadı gerektiği, sabit yatırımlarla ilgili olarak ise bu yatırımların yapılıp yapılmaması veya ne miktarda hangi ölçüde yapılacağının sözleşmenin süresine bağlı olmadığı, bu yatırımların yapılmasının zorunlu olduğu gerekçeleriyle sabit yatırım bedelleri ve bunların semeresine yönelik talebin reddine, kira bedeline yönelik talebin kabulüne, 1.638.245.92 TL.nin sözleşmenin fesih tarihi olan 20.01.2012’den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Davacı kira bedeli dışında davalının bedelleri kendilerince karşılanan sabit yatırımların akdin feshinden sonra kullanmasından dolayı alacak isteminde bulunmuştur. Davacının sabit yatırımlarla ilgili talebi yönünden gerektiğinde mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise halen davalı tarafça ticari işlerinin devamı için kullanılıp kullanılmadığı, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit olunarak, eğer değer katmış ise bunun davacı tarafça talep edilebileceği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    2-Davalının temyizi yönünden ise; bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine elverişli değildir. Zira söz konusu raporda hesaplamanın nasıl yapıldığı, sözleşme süresi yönünden sözleşmenin devam ettiği sürenin kalan süreye orantılar şekilde hesaplama yapılıp yapılmadığı hususlarında açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece ayrıntılı incelemeyi içerir ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması için hükmün bozulmasını gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin birdiğerinden alınarak yekdiğerine ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara