Esas No: 2022/4767
Karar No: 2022/4117
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4767 Esas 2022/4117 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/4767 E. , 2022/4117 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/113 E., 2021/299 K.
SUÇLAR : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2013/75 Esas, 2015/394 Karar sayılı kararıyla;
a) Sanık ... hakkında mağdur ...'ye karşı; kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
b) Sanık ... hakkında mağdur ...'ye karşı; neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
2. Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2013/75 Esas, 2015/394 Karar sayılı kararının, sanıklar müdafii ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 19.11.2020 tarihli ve 2020/12888 Esas, 2020/16835 Karar sayılı kararıyla;
a) Sanık ... hakkında;
"i) Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın kardeşi olan ...(...)’in, mağdur ... ile gümrük kapısında sıra nedeniyle tartıştıkları ve birbirlerini sopalarla yaraladıkları, ...’nın, kardeşi ...’in kavgaya karıştığını duyması üzerine olay yerine gittiği ve ...’i yaralı gördüğü, bu durumun neden olduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında ele geçirilemeyen satır ile ...’i yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereği haksız tahrik hükümlerinin, TCK’nin 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” de nazara alınarak, makul bir oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
ii)Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK'nin 86/1. ve 86/3-e maddelerine göre ceza miktarı belirlendikten sonra, aynı Kanun'un 87/1-c maddesinin tatbiki neticesinde, ceza miktarının 5 yılın altında kalması halinde TCK'nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıla çıkartılması gerekirken; doğrudan TCK’nin 87/1-c-son maddesi işaret edilerek yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle TCK'nin 61. maddesine aykırı davranılması,
iii)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
b) Sanık ... hakkında;
"i) Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın kardeşi olan ...(...)’in, mağdur ... ile gümrük kapısında sıra nedeniyle tartıştıkları ve birbirlerini sopalarla yaraladıkları, ...’in, kardeşi ...’in kavgaya karıştığını duyması üzerine olay yerine gittiği ve ...’i yaralı gördüğü, bu durumun neden olduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında ele geçirilemeyen sopa ile ...’i basit şekilde yaraladığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereği haksız tahrik hükümlerinin, TCK’nin 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” de nazara alınarak, makul bir oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
ii)Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz.” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
iii)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2021 tarihli ve 2021/113 Esas, 2021/299 Karar sayılı kararıyla;
a) Sanık ... hakkında mağdur ...'ye karşı; kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
b) Sanık ... hakkında mağdur ...'ye karşı; neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafiinin temyiz sebepleri;
A. Sanık ... Yönünden
1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporlarının çelişkili olduğuna,
3. Sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığına,
4. Sanık hakkında haksız tahrik indiriminin üst oranda uygulanması gerektiğine,
5. Vesaire,
B. Sanık ... Yönünden
1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmaması gerektiğine,
3. Sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığına,
4. Sanık hakkında haksız tahrik indiriminin üst oranda uygulanması gerektiğine,
5. Vesaire,İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü, Dilucu Gümrük Kapısında geçiş için sıra bekleyen temyiz dışı sanık ... ile mağdur ... ve temyiz dışı mağdur ... arasında sıra nedeniyle tartışma çıktığı, adı geçenlerin ele geçirilemeyen sopalarla birbirlerine vurdukları, temyiz dışı sanık ...’in kavga ettiğini duyan kardeşleri sanıklar ... ve ... ile temyiz dışı diğer sanıkların olay yerine gittikleri, sanık ...’in mağdura sopa ile vurarak basit şekilde yaraladığı, akabinde sanık ...’nın levye ve satırla mağdur ...’in çenesine vurarak yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaraladığı belirlenmiştir.
2. Sanıklar her aşamada üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmediklerini beyan etmişlerdir.
3. Mağdur her aşamada, sanık ...'nın elindeki keser veya satır gibi kesici bir aletle yüzüne vurduğunu, sanık ...'in de aralarında olduğu temyiz dışı sanıkların ise ellerindeki sopalarla kendisine vurduğunu beyan etmiştir.
4. Temyiz dışı mağdur ...'in beyanları, mağdur anlatımları ile aynı yöndedir.
5. Sanık ...'nın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak;
a)Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Erzurum Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 14.03.2012 tarihli;
"Sol mandibula üzerinde 3x3 cm. boyutunda 0,5 cm. derinliğinde sınırları düzgün kesi, mandibula sol corpusunda ters V şeklinde her bir kolu 2 cm. uzunluğunda olan toplam 4 cm.'lik ciltle büyük oranda aynı renkte ciltten hafif çökük yara izi" bulunduğu, basit bir tıbbî müdahale ile giderilebileceği ve yüzde sabit ize neden olmayacağı;
b)Iğdır Devlet Hastanesinde görevli plastik cerrahi uzmanı tarafından tanzim olunan, 22.01.2013 tarihli; “Sol yanak bölgesinde 4 cm.'lik yara izi" bulunduğu, basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu,
Görüşlerini içerir adlî muayene raporları dava dosyasında mevcuttur.
6. Mağdurun kovuşturma aşamasında beyanının tespit olunduğu 07.11.2014 tarihli duruşmada Mahkemece "(müşteki sanığın sol çenenin sol kısmında sabit iz olduğu görüldü.)" şeklindeki gözlemin duruşma tutanağına yansıtıldığı saptanmıştır.
7. Sanıklara ait güncel adlî sicil kayıtları dava dosyasında mevcuttur.
8. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık ... Yönünden Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Sebepleri
1. Beraat Kararına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Mağdurun her aşamada istikrarlı anlatımları, temyiz dışı tarafların beyanları, mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporları karşısında sanığın üzerine atılı suçun sübuta erdiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Adlî Muayene Raporlarına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
1. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Erzurum Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 13.04.2012 tarihli adlî muayene raporunda; ""Sol mandibula üzerinde 3x3 cm. boyutunda 0,5 cm. derinliğinde sınırları düzgün kesi, mandibula sol corpusunda ters V şeklinde her bir kolu 2 cm. uzunluğunda olan toplam 4 cm.'lik ciltle büyük oranda aynı renkte ciltten hafif çökük yara izi" bulunduğu, basit bir tıbbî müdahale ile giderilebileceği ve yüzde sabit ize neden olmayacağı belirtilmiş ise de Iğdır Devlet Hastanesinde görevli plastik cerrahi uzmanı tarafından tanzim olunan, 22.01.2013 tarihli; “Sol yanak bölgesinde 4 cm.'lik yara izi" bulunduğu, basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu şeklinde görüşlere yer verildiği, ayrıca mağdur ...'in kovuşturma aşamasında beyanının tespit olunduğu 07.11.2014 tarihli duruşmada Mahkemece "(müşteki sanığın sol çenenin sol kısmında sabit iz olduğu görüldü.)" şeklindeki gözlemin duruşma tutanağına yansıtıldığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Meşru Savunmaya ve Haksız Tahrik Oranına İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanık ...'nın her aşamada mağdura vurmadığını beyan ettiği, sanık savunması dışında kalan diğer deliller (temyiz dışı tarafların anlatımları, mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporları) karşısında ise sanık ...'nın, kesici bir aletle mağdurun yüz bölgesine vurduğunun belirlendiği, sanık ...'nın olay yerine, kardeşi olan temyiz dışı sanık ...'in kavgaya karıştığını işitmesi üzerine gittiği, gittiğinde ...'i hafif şekilde yaralı gördüğü, ...'in, mağdur ... tarafından yaralandığı, sanık ...'nın, mağdur ... tarafından gerçekleştirilen haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında yargılama konusu suçu işlediği, Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda Mahkemece, sanık ... hakkında kurulan hükümde, (1/2) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Vesaire İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Sanık ... Yönünden Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Sebepleri
1. Beraat Kararına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Mağdurun her aşamada istikrarlı anlatımları, temyiz dışı tarafların beyanları, mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporları karşısında sanığın üzerine atılı suçun sübuta erdiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Suçun Silahtan sayılan Cisimle İşlenmediğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Mağdurun her aşamada istikrarlı anlatımları ve temyiz dışı tarafların beyanları karşısında sanığın mağdura yönelik eylemini, 5237 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin dördüncü cümlesinde yer verilen; "Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler," düzenlemesi kapsamında silahtan sayılan sopa ile işlediği sabit olduğundan, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Meşru Savunmaya ve Haksız Tahrik Oranına İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığın her aşamada mağdura vurmadığını beyan ettiği, sanık savunması dışında kalan diğer deliller (temyiz dışı tarafların anlatımları, mağdur hakkında tanzim olunan adlî muayene raporları) karşısında ise sanık ...'in, sopa ile mağdura vurarak onu basit şekilde yaraladığının belirlendiği, sanığın olay yerine, kardeşi olan temyiz dışı sanık ...'in kavgaya karıştığını işitmesi üzerine gittiği, gittiğinde ...'i hafif şekilde yaralı gördüğü, ...'in, mağdur ... tarafından yaralandığı, sanık ...'in, mağdur ... tarafından gerçekleştirilen haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında yargılama konusu suçu işlediği, Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda Mahkemece, sanık hakkında kurulan hükümde, (1/2) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Vesaire İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2021 tarihli ve 2021/113 Esas, 2021/299 Karar sayılı kararında sanıklar müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2022 tarihinde karar verildi.