Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6547 Esas 2022/12214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6547
Karar No: 2022/12214
Karar Tarihi: 09.06.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6547 Esas 2022/12214 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığın defter, kayıt ve belgeleri saklamadığı gerekçesiyle suçlandığı ve beraat ettiği ancak sonrasında yürürlüğe giren bir kanun değişikliği nedeniyle hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozuldu. Yüklenen suçun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu ve defter-belgelerin saklama sorumluluğunun mükellef sanığa ait olduğu belirtildi. 213 sayılı VUK'nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl süre ile saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu ve defter-belgelerin çalındığı-kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK'nin 139. maddesinde yazılı hususlarda usulüne uygun tebligat aranmayacağı açıklandı. Ayrıca, 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun'un 359 maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. madd
11. Ceza Dairesi         2018/6547 E.  ,  2022/12214 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme
    HÜKÜM : Beraat

    1) Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, yüklenen defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun oluşmasında defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanığa ait olduğu, 213 sayılı VUK'nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl süre ile saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu; ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 23.11.1999 tarih ve 1999/11-273/288 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, defter ve belgelerin çalındığı-kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK'nin 139. maddesinde yazılı hususlarda usulüne uygun tebligat aranmayacağı dikkate alındığında; somut olayda, 2009 takvim yılına ait defter ve belgelerin vergi incelemesi için istenmesine dair yazının 26.05.2014 tarihinde, sanığın eşine tebliğine rağmen ibraz etmeyen sanığın, 2009 yılına ait defter ve belgelerinin iş yerinde meydana gelen yangın sırasında yandığını beyan ettiği, dosyaya konulan olay yeri ve görgü tespit tutanağında, çıkan yangında defter ve belgelerinin yandığına dair bir tespitin yapılmadığı anlaşılmakla, 213 sayılı VUK'nin 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmadığından, defter ve belgeleri saklama ve ibraz etme zorunluluğunun ortadan kalkmayacağı ve sanığın tüm unsurları itibariyle oluşan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçundan mahkumiyeti yerine beraatine hükmolunması yasaya aykırı,
    2) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

















    Hemen Ara