Esas No: 2013/5699
Karar No: 2014/14467
Karar Tarihi: 17.12.2014
Beden veya ruh sağlığı bozulacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı - müstehcenlik - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/5699 Esas 2014/14467 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığı bozulacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, müstehcenlik
HÜKÜM : Mağdure .....a yönelik beden veya ruh sağlığı bozulacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve müstehcenlik suçlarından mahkûmiyetine, mağdureler......, ... ve ....’ya yönelik eylemlerin çocuğun basit cinsel istismarı olarak nitelendirilmesi ile mahkûmiyetine, mağdureler .... ve ....’e yönelik müstehcenlik suçlarından mahkûmiyetine, mağdure ....’ya yönelik müstehcenlik suçundan beraatine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelenip gereği düşünüldü:
Sanık hakkında mağdure .....’a yönelik müstehcenlik, mağdureler ... ve ...’e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı, mağdure ....’ya yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçlarından kurulan makûmiyet hükümleri ile mağdure ....’ya yönelik müstehcenlik suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Sanık hakkında mağdureler .... ve....’e yönelik müstehcenlik suçlarından kurulan hükümlerde temel cezanın 5237 sayılı TCK.nın 226/1-a maddesi ile 6 ay hapis ve 10 gün adli para cezası olarak belirlenmesinden sonra aynı yasanın 43. maddesi ile 1/4 oranında artırım yapılırken 12 gün yerine, 11 gün adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın cezada artırım nedeni olabilmesi için eylem sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin, 18 yaş altındaki çocuklarda suç tarihinden itibaren en az 6 ay geçtikten sonra Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ya da Adli Tıp Kurumu Kanunun 7, 23 ve 31. maddeleri gereğince usulüne uygun şekilde teşekkül ettirilmiş, Yüksek Öğrenim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerden rapor alınarak yapılması gerektiği, 2009 yılı Mart ayı ilâ 17.04.2009 tarihleri arasında gerçekleşen eylemler nedeniyle mağdurelerin ruh sağlıklarının bozulduğuna dair .... Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde 6 aylık süreden önce 21.04.2009 günü yapılan muayeneye istinaden 14.05.2009 tarihinde kanuna uygun olarak teşekkül etmeyen kurul tarafından düzenlenen raporların mağdurelerin ruh sağlıklarının bozulduğunun belirlenmesi için yeterli olmadığı, mağdureler hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından 13.10.2010 tarihinde yapılan muayenelere istinaden düzenlenen raporların ise hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki raporlar arasında çelişki bulunduğundan bahisle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş beraati ve sübutu kabul olunan fiilin eleştiri dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ve katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, mağdure ... ....’ya yönelik müstehcenlik suçundan kurulan beraat hükmü ile mağdure ....’a yönelik beden veya ruh sağlığı bozulacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve müstehcenlik, mağdure ...."e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı ve müstehcenlik, mağdureler .... ve ...’e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçlarından verilen makûmiyet hükümlerinin ONANMASINA,
Sanık hakkında mağdure ....’e yönelik müstehcenlik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK.nın 226/1-a ve 62. maddelerinin uygulanması ile 5 ay hapis ve 8 gün adli para cezasına karar verildikten sonra aynı Kanunun 52/2. maddesi gereğince gün para cezasının adli para cezasına çevrildiği hüküm fıkrasında 5 ay hapis 160 TL adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken, 6 ay 7 gün hapis ve 160 TL adli para cezasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, hükmün 1412 CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca, 5237 sayılı TCK.nın 52/2. maddesinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasındaki "6 ay 7 gün hapis" ibaresinin çıkarılarak, yerine "5 ay hapis" ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık hakkında mağdure .....’a yönelik beden veya ruh sağlığı bozulacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.