Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11883 Esas 2014/16888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11883
Karar No: 2014/16888
Karar Tarihi: 25.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11883 Esas 2014/16888 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, ticari ilişki sebebiyle davalıdan 296.304,39 TL alacağı olduğunu iddia etmiştir. Yapılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine davacı, itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise alacaklı olup olmadığını reddetmiştir. Mahkeme, davalının davacıya borçlu olduğuna karar vermiş ancak birleşen davanın reddine karar vermiştir. Çünkü davacı, alacağı için İİK'nun belirlediği sürelerde yasal yollara başvurmadığı için ilamsız takipte bulunma hakkını kaybetmiştir.
İİK'nun 67/4 maddesi uyarınca, itiraza uğrayan alacak yönünden tekrar takip yapılamaz. İİK'nun 67/I. maddesindeki bir yıllık sürenin geçmesi ile ilamsız takibin düşeceği belirtilmiştir. İİK'nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamaz. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etme hakkı saklıdır (İİK. madde 67
19. Hukuk Dairesi         2014/11883 E.  ,  2014/16888 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa(Kapatılan) 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 21/04/2014
    NUMARASI : 2013/56-2014/132

    Taraflar arasındaki itirazın iptali asıl davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı vekili, müvekkilinin ticari ilişki nedeniyle davalıdan 296.304,39 TL alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla itirazın 100.000 TL yönünden iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirketin ortaklarının sahibi olduğu C..Ltd Şirketi ile taraflar arasında üçlü ilişki olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirkete kumaş sattığını, dava dışı şirketin konfeksiyon haline getirdiği malları müvekkilinin satın alarak davacı aracılığı ile yurt dışına ihraç ettiğini, müvekkilinin borçlu değil aksine alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece 08.02.2012 Tarih, 2011/532-2012/37 Esas Karar sayılı karar ile, davacı şirket adına davayı açan kişilerin temsile yetkili olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, Dairemizin 11.09.2012 Tarih ve 2012/6029-2012/12726 Esas Karar sayılı ilamı ile süresi sona eren yönetim kurulu üyelerinin yerlerine yenileri seçilinceye kadar zorunlu olarak görevlerine devam edeceği, bu nedenle dava açma ehliyetinin bulunduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Bozma ilamı üzerine mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bu aşamada davacı vekili tarafından davalı aleyhine yapılan Bursa 4.İcra Müdürlüğü"nün 2013/4808 Esas sayılı icra takibine itiraz üzerine açılan Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/299 Esas, 2013/377 Karar sayılı dosyası üzerinden birleştirme kararı verilmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, asıl davada alınan bilirkişi raporuna göre davalının borçlu olduğunun tespit edilmesi üzerine ana para bakiyesi olan 196.304 TL nin tahsili için yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının defter kayıtlarında 296.304,38 TL alacaklı göründüğü, davalının defterlerine göre davacının muvaffakatı bulunmayan dava dışı şirkete yapılan virman işlemi dikkate alınmadığında ayrıca davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterinde kayıtlı olmayan davalı ödemeleri de dikkate alındığında, davalının davacıya 296.669,58 TL.borçlu olduğu, taraf defterleri arasındaki 365,02 TL farkın döviz ile ilgili ödeme ve borçların kaydı sırasındaki kur farkından kaynaklandığının tespit edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davaya yönelik davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Birleşen dava yönünden, İİK 67/4 maddesi uyarınca itiraza uğrayan alacak yönünden tekrar takip yapılamaz. Dosyanın incelenmesinde, 23/12/2008 tarihinde asıl davaya dayanak Bursa 12.İcra Müdürlüğünün 2008/15935 esas sayılı icra takibinde davacının 296.304,39 TL cari hesap alacağının tahsilini talep ettiği, davalının alacağın tamamına itiraz ettiği, davacının asıl davaya konu itirazın iptali davasında fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL için itirazın iptalini istediği, itiraza uğrayan 196.304,39 TL"nin tahsili için daha sonra 06/05/2013 tarihinde birleşen davaya konu Bursa 4.İcra Müdürlüğü"nün 2013/4808 esas sayılı icra takibini yaptığı görülmüştür. Alacaklı itiraz üzerine duran ilk icra takibindeki 196.304,39 TL yönünden İİK.nun 67/VI. maddesine göre 6 aylık yasal süresi içinde itirazın kaldırılması yoluna başvurmadığı gibi İİK.nun 67/I. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası da açmamıştır. İİK.nun 67/I.maddesindeki bir yıllık sürenin geçmesi ile ilamsız takibin düşeceği kuşkusuzdur. İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Davacı alacaklının 06/05/2013 tarihinde 196.304,39 TL ile ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan dava dinlenemez. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır (İİK. madde 67/V). Bu itibarla açılan birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeyerek yazılı şekilde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile asıl dava yönünden verilen hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte belirtilen nedenlerle birleşen davada verilen hükmün davalı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre birleşen davaya yönelik davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara