Esas No: 2013/2859
Karar No: 2014/14441
Karar Tarihi: 17.12.2014
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs - konut dokunulmazlığının ihlali - basit cinsel saldırı sanık - kasten yaralama sanık - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/2859 Esas 2014/14441 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs, konut dokunulmazlığının ihlali, basit cinsel saldırı (sanık ...), kasten yaralama (sanık ...)
HÜKÜM : Sanık ..."nin basit cinsel saldırı suçundan beraati, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve diğer müsnet suçtan mahkûmiyetine, sanık ..."nun beraatine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kâbil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanık ... müdafiin bu hükme yönelik temyiz isteminin aynı Kanunun 264. maddesi hükmüne göre itiraz niteliğinde kabul edilip gerekli karar, mahallinde merciince verilmek üzere incelemenin sanıklar ....ile... haklarında diğer atılı suçlardan kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafileri, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde;
Oluşa uygun kabule göre..."nun, olay gecesi evine girip kendisine saldırarak zorla cinsel ilişkiye girmek isteyen ..."ye direndiği sırada şahsına yönelen haksız saldırıdan kurtulmak maksadıyla ve saldırıyla orantılı şekilde ..."yi bıçaklayarak yaraladığı, Mahkemece de bu eylemin 5237
sayılı TCK.nın 25/1. maddesinde düzenlenen meşru savunma kapsamında kaldığından aynı madde yollamasıyla 5271 sayılı CMK.nın 223/2 (d). maddesi gereğince beraat kararı verildiği anlaşılmıştır. Tebliğnamede ise, sanık hakkında TCK.nın 25/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle anılan hükmün bozulması istenilmiştir.
5271 sayılı CMK.nın 223/1. maddesinde beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarının hüküm olduğu belirtildikten sonra ikinci fıkrada beraat kararı, üçüncü fıkrada ise ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecek haller sayılmıştır. Buna göre anılan Kanunun 223/2(d). maddesinde “Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması” durumunda beraat kararı verileceği, buna karşılık 223/3c. maddesinde ise; “Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması” halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği belirtilmiştir. 5237 sayılı TCK.nın sistematiği içerisinde meşru savunma ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler bölümünde yer alan 25. maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre gerek kendisine gerek başkasına ait hakka yönelmiş gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmeyeceği öngörülmüştür. Anılan maddenin gerekçesinde meşru savunmanın bir hukuka uygunluk nedeni olduğu vurgulanmıştır. Bu halde haksız bir saldırıya uğrayan sanığın saldırıyı defetmek maksadıyla orantılı şekilde karşılık vermesi halinde sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiği konusunda tereddüt bulunmamakla birlikte bu durumda 223/2(d). maddesinde belirtildiği şekilde hukuka uygunluk hali olduğu kabul edilecektir. Hukuka uygunluk nedenleri eylemin hukuka aykırı olmasını önleyen dolayısıyla eylemi hukuki olarak meşru hale getiren sebeplerdir. Bu nedenlerin varlığı halinde eylemin hukuka uygun olduğu kabul edilmektedir. Bu bakımdan hukuka uygunluk nedenleri ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan sebeplerden farklı olup somut olayda öncelikle bu nedenlerin varlığının araştırılarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Zira bir eylem hukuka uygunsa zaten suç değildir, suç olmayan bir eylemde de ceza sorumluluğunu kaldıran veya kısıtlayan hallerin bulunup bulunmadığını araştırmaya gerek yoktur. Ceza sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan hallerde ise eylem hukuka aykırı niteliğini devam ettirmekte ancak akıl hastalığı, yaş küçüklüğü gibi nedenlerle sanığın ceza sorumluluğu kalkmakta veya sınırlandırılmakta ve bundan dolayı sanık hakkında beraat kararı değil ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmekte ve bu kararın verilmesi sanık hakkında ayrıca ilgili güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına da engel teşkil etmemektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar göz önüne alınarak değerlendirme yapıldığında TCK.nın 25/1. maddesinde düzenlenen meşru savunma halinde madde gerekçesinde açıklandığı üzere hukuka uygunluk nedeni bulunduğu kabul edilerek sanık hakkında CMK.nın 223/2(d). maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Buna göre mahkemenin sanık ... hakkında eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığından bahisle beraat kararı verilmesine ilişkin uygulaması CMK.nın 223/2(d). maddesine uygun bulunduğundan tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ... tarafından vekâletnameyle yetkilendirilen müdafiin, adı geçen sanığın haklarını korumak maksadıyla davaya katılıp takip etmesi karşısında beraat eden... ile ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı, sanık ... müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasına “Hüküm tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısım ikinci bölümünde öngörülen 2.200 TL maktu ücreti vekâletin hazineden alınarak kendisini müdafiyle temsil ettiren sanık ..."ya verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ..."nin 23.12.2007 tarihinde..."ya yönelik işlediği eylem sebebiyle TCK.nın 102/2. maddesiyle belirlenen temel ceza üzerinden suçun teşebbüs safhasında kalmasından dolayı aynı Kanunun 35/2. maddesi ile indirim yapıldıktan sonra mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu göz önüne alınarak cezanın TCK.nın 102/5. maddesi ile arttırılması gerekirken, ruh sağlığının eylem nedeniyle bozulması durumunda neticesi itibariyle ağırlaşmış halin meydana gelmesinden dolayı artık teşebbüsten söz edilemeyeceği hususu nazara alınmadan ve TCK.nın 61/5. maddesindeki sıralamaya aykırı düşecek şekilde TCK.nın 102/2-5, 35/2, 31/3 ve 62/1. maddeleri ile uygulama yapılması sonucunda eksik ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Sanık ... hakkında basit cinsel saldırı suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesine gelince;
..."nun aşamalardaki samimi anlatımları, iddiaları doğrular nitelikteki bir kısım tanık beyanları ile taraflar arasında dosyaya yansıyan bir husumetin bulunmaması nazara alındığında, suç tarihinden önce amcasının eşi olan..."ya ilgi duyan sanık ..."nin 2007 yılı haziran ayında bir gün dağda hayvan otlatan..."nun yanına gelmesinin ardından çakı bıçağıyla tehdit etmek suretiyle yere yatırıp öptükten sonra şalvarını çıkarmaya çalıştığı..."nun bağırması üzerine başkaca engel neden olmaksızın eylemine son verip olay yerinden ayrıldığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından anılan olay nedeniyle de ruh sağlığının bozulduğu 6. İhtisas Kurulu raporuyla sabit olan..."ya karşı anılan eylemi gerçekleştiren sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçundan eylemine uyan TCK.nın 102/1-3d-5, 31/3. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.