Esas No: 2021/8648
Karar No: 2022/12469
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/8648 Esas 2022/12469 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/8648 E. , 2022/12469 K.Özet:
Sanık, 2010, 2011 ve 2013 yıllarında sahte belge kullanma suçundan yargılanmaktadır. 2010 yılında da aynı suçu işlediği için daha önce mahkum edilmiştir. Ancak, bu karar daha sonra temyiz edilerek bozulmuş ve dosya yeniden incelenmesi için mahalli mahkemeye gönderilmiştir. Bu durumda, sanığın aynı yıl içinde başka mükelleflerden de temin ettiği sahte faturaların kullanımının zincirleme suç olduğu ve duruşmada incelenmesi gerektiği öne sürülmüştür.
Daha sonra, 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ret
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafisi ve katılan vekili
1- Sanık hakkında 2010, 2011 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; UYAP üzerinde yapılan kontrolde, aynı mükellefiyeti nedeniyle 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçlarından Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.05.2013 tarihli, 2012/53 Esas ve 2013/327 Karar sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine hükmedildiği, söz konusu kararın Dairemizin 25.06.2019 tarihli, 2016/5562 Esas ve 2019/5641 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilerek dosyanın mahalline gönderilmesi karşısında; sanığın aynı takvim yılında başka mükelleflerden de temin ettiği sahte faturaları kullandığına yönelik tespitin yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceğinden; belirtilen dava dosyasının duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, sanığın “2010 takvim yılındaki” eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığı veya mükerrer dava açılıp açılmadığının belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin zorunluluk bulunması,
2-Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.