Esas No: 2014/1358
Karar No: 2014/16866
Karar Tarihi: 25.11.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/1358 Esas 2014/16866 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. .... ve ... ile davalı vekilleri Av. ..., Av. .....in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin, ...A.Ş."nin bir iştiraki niteliğinde olduğunu, şirketin 2005 yılında ".....isimli konut projesini davalı banka ile anlaşmalı uygulamaya koyduğunu, bu amaçla taraflar arasında 09.05.2005 tarihli protokol ve hesap kullanım sözleşmesi imzalanarak müvekkili şirkete ve projeden konut satın almak isteyenlere de talepleri üzerine krediler kullandırıldığını, kullanılan ticari kredinin teminatını teşkil etmek üzere dava konusu ipoteğin tesis edildiğini, bu ipoteğin esasında....için öngörülmüş olmakla birlikte şirketin kendi borçları yanında ""müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla"" sorumlu olduğu, o tarihte ...bünyesinde yer alan ve ipotek akit tablosunda belirtilen diğer holding şirketlerinin de bankaya karşı olan borçlarının kefaletini de kapsamı içine alacak şekilde kurulduğunu, ...bünyesindeki şirketlere ilişkin bir kısım hisse devir işlemleri sonrasında ...A.Ş. ve iştiraklerinin ...... Grubu Şirketleri ve iştirakleri lehine mevcut kefaletlerinin kaldırıldığının davalı bankaca 10.12.2007 ve 07.01.2008 tarihli yazıları ile bildirildiğini, bu halde daha önce şirketin bankaya vermiş olduğu ipoteğin güvence kapsamının da değiştiğini, bu ipotek nedeniyle şirketin ...... Grubu borçlarından ayni veya şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, ...A.Ş. bünyesinde kalan şirketler ile devredilen şirketlerin karşılıklı olarak verdikleri teminatlardan kurtulmaları işlemlerinin tamamlandığı 2007 yılından 2009 yılına kadar, şirketin ... Sistem lehine vermiş olduğu bir teminatın halen devam etmekte olduğuna dair en ufak bir işaretin söz konusu olmadığı gibi bankanın da bu yönde bir iddia ileri sürmediğini, davacının bankaya 19.06.2009 tarihli yazı ile fek işlemlerini başlatmasını bildirmesi üzerine davalı bankaca 19.06.2009 tarihli, davacının ... Sistemin bankaya karşı doğmuş veya doğacak borçlarından sorumlu olduğu ifadesine yer verilen ".....Taahhütnamesi"" nin gönderildiğini, güven görüşü uyarınca bankanın tüm teminatları kaldırmış olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, davacının ipotek nedeniyle kişisel veya nesnel borcu bulunmadığını, şirket tarafından verilen tüm kefaletlerin sona erdiğini bildirerek, davacının ... karşı borçları nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunduğu yönündeki mevcut iddiadan kaynaklanan muarazanın men"ine ve borçlu olmadığının tespitine, yine davalının, davacıya yönelik haksız sorumluluk iddialarını ve muarazasını engellemek amacıyla ...n bankaya borçları nedeniyle müvekkili şirketin bankaya karşı sorumluluğunun bulunmadığının tespitine, 20.05.2005 tarihli ipoteğin kapsamından ... ın ünvanlarının çıkartılarak resmi senedin düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, devir işlemlerinin tümüyle müvekkili bankanın iradesi ve insiyatifi dışında geliştiğini, devrin, kefaletlerin yenilenmesi ve dava konusu olmayan iki ipoteğin kaldırılması dışında davalıyı ilgilendirmediğini, müvekkilinin açık ve net şekilde ortaya koyduğu ""kefaletleri kaldırma"" yolundaki iradesinin tüm teminatları kaldırma şeklinde yorumlanamayacağını, müvekkilinin dava konusu ipotek nedeniyle sorumluluğunun sona erdiğine veya fekedileceğine ilişkin bir yazı veya beyan vermediğini, ... Sistem"in kredi borçları nedeniyle temerrüde düştüğünü, ipoteğin varlığını ve geçerliliğini aynen koruduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı bankaca davacı şirkete yazılan 12.11.2007 tarihli yazıda, dava konusu ipoteğin kaldırıldığından söz edilmediği, bir an için cevabi yazıda davacı iddiasına değinilmiş olduğu kabul edilse dahi, dava konusu ipoteğin fekkine ilişkin verilmeyen cevabın, davacı şirketçe uzun süre sorgulanmadığı, halbuki taraflarca imzalanan ipoteğe ilişkin resmi senedin 1. maddesinde, ipoteğin bankaca bildirilinceye kadar devam edeceğinin kabul edildiği, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde düzenlenen ipotek akit tablosunda belirtilen şartların aksinin yorumlarla değiştirilemeyeceği, davalının, davacı talebi üzerine dava dışı iki ayrı ipoteğin fekkini açıkça bildirmişken dava konusu ipotekle ilgili açık veya gizli bir iradesini ortaya koymadığı, davacının tesis ettiği ipoteğin, resmi senette ayrı ayrı belirtilen grup şirketlerin asaleten ve kefaleten borçlarını da teminat altına aldığı ve böylece ipotek bedeli kadar dava dışı şirketin krediden kaynaklanan borçlarından sorumlu olacağı ve ipotek fekkinin somut olayda gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dosyaya bir örneği sunulan dava konusu ipoteğe ilişkin resmi senedin birinci maddesinde açıkca belirtildiği üzere dava konusu ipoteğin dava dışı ...... Grubu Şirketleri ve İştiraklerinin asaleten ve kefaleten gerçekleşecek tüm borçlarının teminatını da oluşturacak şekilde düzenlenmiş bulunmasına ve fekkedilmemiş olmasına göre, davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre davalı yararına hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin hesaplanmasında hata yapılmış ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 5. bendinde davalı lehine takdir edilen ""422.575,00 TL"" vekalet ücreti rakamının hükümden çıkarılarak yerine ""114.027,55 TL"" yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.