Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/4897 Esas 2014/14316 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/4897
Karar No: 2014/14316
Karar Tarihi: 16.12.2014

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/4897 Esas 2014/14316 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kadının beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanan sanığın beraatine karar verdi. Ancak, karşı oy kullanan hakim, delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda reşit olmayan bir kişi ile cinsel ilişkiye girdiği sabit olduğu için sanığın TCK.nın 104 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiğini belirtti. Kararda geçen kanun maddeleri ise TCK'nın 102. ve 104. maddeleridir.
14. Ceza Dairesi         2013/4897 E.  ,  2014/14316 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı
    HÜKÜM : Beraat

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 16.12.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    Karşı Oy

    ...... 17 yaşında olup çantacıda çalışırken, dükkanın karşısında oto yıkama ve yağlama işinde çalışan sanık ile arkadaşlık ilişkisine girmiştir. Sanık 32 yaşında evli ve iki çocuklu olmasına rağmen mağdureye kendini bekar olarak tanıtmıştır. Arkadaşlıkları bir kaç haftalıktır. Mağdure son günlerinde neşesiz olup, işyeri sahibi, yan dükkan komşusu ve yakın arkadaşı olan tanıklara sorduklarında ağlayarak özetle, sanıkla istemediği halde ilişkiye girdiklerini, iteklediğini, zorla gibi olduğunu ifade eden beyanlarda bulunmuştur. Yine hastaneye götürülerek, kızlığının bozulup bozulmadığı, hamile olup olmadığı konusunda yardım istemiştir. Hatta tanıklara intihar edeceğinden bile bahsetmiştir. Sanığın evli olduğunu öğrenen, yakın arkadaş çevresine olayı anlatan, intihardan söz eden mağdurenin, kendince uğradığı hayal kırıklığı, yardım taleplerinin karşılık bulmaması ve içine düştüğünü düşündüğü çaresizlikle 02.05.2009 tarihinde ablası ve annesine birer mektup bırakarak, mektubunda affedilmez bir hata yaptığını, haklarını helal etmelerini belirterek, evlerinin balkonundan atlamak suretiyle intihar ettiği anlaşılmaktadır.
    Mağdurenin hymen raporunda eski ve yeni yırtığa rastlanmadığı belirtilmesine karşılık, fehva genişliğinin 2cm. olduğu ifade edilmektedir. Bilenen adli tıp uygulama ve bilgilerinde bu açıklık dühule müsait olabilen bir açıklıktır. Yani ilişkiye girmeyle bozulmayabilecek anatomik bakirelik hali mevcuttur. Mağdure en yakın arkadaşlarına sanıkla cinsel ilişkiye girdiğini açıkça ifade etmektedir. İntihar ederken bıraktığı mektup da bahsedilen affedilmez hatanın sanıkla girdiği ilişki olduğu hususunda kuşku bulunmadığı açıktır. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mağdurenin en yakın arkadaşlarına yaptığı anlatımların istkrarlı olması, ölen kişinin son sözleri niteliğindeki intihar ederken bıraktığı mektup içeriği, hymenin dühule müsait açıklığı karşısında, sanığın zorla nitelikli cinsel saldırı eylemi kuşkuda kalsa da reşit olmayanla rızası ile cinsel ilişkiye girme suçunun sabit olduğu anlaşıldığından, suçla ilgili şikayet süresinin henüz dolmaması, ölümünden sonra ailesinin şikayeti, yakın çevresine yakınma içerir anlatımları ve intihar etmiş olması nedeniyle şikayetin varlığının kabulü ile sanığın TCK.nın 104 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.




    Hemen Ara