Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/1347 Esas 2014/14225 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/1347
Karar No: 2014/14225
Karar Tarihi: 15.12.2014

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/1347 Esas 2014/14225 Karar Sayılı İlamı

14. Ceza Dairesi         2014/1347 E.  ,  2014/14225 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 14 - 2012/224339
    MAHKEMESİ : Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 10.07.2012
    NUMARASI : 2010/245 Esas, 2012/245 Karar
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

    Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 26.11.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
    Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ............. hazır olduğu halde oturum açıldı.
    Sanık müdafiine çağrı kâğıdının gönderildiği, parçasının döndüğü, ancak sanık müdafiin duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla,
    Suç vasfı ve ceza miktarı nazara alındığında 5271 sayılı CMK.nın 150/3. maddesi gereği kendisine müdafii tayini zorunlu olduğundan, CMK.nın 156. maddesi uyarınca sanık M.. T.. için Ankara Barosundan zorunlu müdafii görevlendirilmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Yargıtay Cumhuriyet Savcısınca da uygun görülmekle zorunlu müdafii görevlendirilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verilmekle,
    Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaasına göre duruşmanın 10.12.2014 saat 13.30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
    Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ............ hazır olduğu halde oturum açıldı.
    Yapılan tebligat üzerine sanık M.. T.. adına Ankara Barosundan görevlendirilerek gelen Av. H... Ç... huzura alınarak duruşmaya başlandı.
    Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık M.. T.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
    Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
    Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
    Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
    Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 24.12.2014 Çarşamba günü saat 13:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
    Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
    Hükmün kanun yolunun belirtildiği son fıkrasında, dava konusu olmayan şahıs isimlerinin yazılı olması bir hak kaybına neden olmadığı gibi sonuca etkili de bulunmadığından mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine,
    Ancak;
    Sanığın suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu anlaşılan mağdureye yönelik eylemini cebir kullanmak suretiyle gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında, cinsel istismar suçundan kurulan hükümde TCK.nın 103/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi
    Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Sanığın aynı evde birlikte yaşadıkları mağdureye yönelik odanın kapısını kilitlemek suretiyle zorla nitelikli cinsel istismar suçuna teşebbüs ettiği olayda; eylemi sırasında kullandığı cebrin nitelik ve süresi de gözetildiğinde, bu suçun unsuru olup, suçun işlendiği zaman zarfı dışında mağduru alıkoymaya yönelik cebir, tehdit ya da hile kullandığına dair delil bulunmadığı ve kapıyı kilitlemek suretiyle alıkoyma eyleminin de TCK.nın 109/1. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden aynı maddenin 2. fıkrasıyla hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme esnasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    15.12.2014 tarihinde verilen işbu karar 24.12.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından .......... hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.




    Hemen Ara