Esas No: 2020/17817
Karar No: 2022/8200
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17817 Esas 2022/8200 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/17817 E. , 2022/8200 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas, 2016/45 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 26/02/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 24/03/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/377 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı ve 02/04/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilerek 27/03/2015 tarihinde infazı için Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 30/03/2015 tarihli ve 2015/994 DS sayılı çağrı yazısının şüphlinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 02/04/2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine gore tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 30/04/2015 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 14/05/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/4798 esas, 2015/4000 sayılı iddianame ile, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli ve 2015/718 esas, 2016/45 sayılı kararı ile, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “davanın düşmesine” karar verildiği, kararın 08/02/2016 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın kararı 12/02/2016 tarihli dilekçesi ile temyiz ettiği,
5- Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas, 2016/45 sayılı ek kararı ile, sanığın hukuki bir yararının bulunmaması nedeniyle CMK’nın 296. maddesi gereğince “temyiz talebinin reddine” karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/03/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/377 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli
serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı gerekçesiyle Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 14/05/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/4798 esas, 2015/4000 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine, sanığın denetimli serbestlik kararından haberdar olmadığı, bu nedenle kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmadığından bahsedilemeyeceği, sanığın denetimli serbestlik ihlal kastının bulunmadığından bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli ve 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı kararı ve anılan bu karara karşı yapılan temyiz talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas, 2016/45 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." şeklindeki, 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, mahkemece kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli ve 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı kararı ile yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiş ise de, aynı Mahkemenin 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı ek kararı yönünden aşağıda belirtilen gerekçeler ile kanun yararına bozma yoluna gidilmesi nedeniyle yukarıda belirtilen dosyaya ilişkin hukuka aykırılıkların ancak olağan kanun yolları olan temyiz/istinaf incelemesi kapsamında değerlendirilebileceği düşünülerek yapılan incelemede,
Her ne kadar Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararında sanığın kararı temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından bahisle temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi" başlıklı 296. maddesinde yer alan "(1) Temyiz istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.(2) Temyiz eden, ret kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde Yargıtaydan bu hususta bir karar vermesini isteyebilir. Bu takdirde dosya Yargıtaya gönderilir. Ancak, bu nedenden dolayı hükmün infazı ertelenemez." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemelerce hangi hallerde temyiz talebinin reddedileceğinin tahdidi olarak belirtildiği, yasal düzenleme kapsamında temyiz talebinin sanığın hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile reddedileceğine dair bir düzenlemenin bulunmadığı gözetilerek sanığın süresinde verdiği temyiz dilekçesine istinaden talebinin kabul edilerek dosyanın olağan kanun yolu incelemesine gönderilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas, 2016/45 sayılı ek kararını sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 26/02/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 24/03/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/377 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmaması nedeniyle Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 14/05/2015 tarihli ve 2015/7100 soruşturma, 2015/4798 esas, 2015/4000 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı kararı ile, sanığın denetimli serbestlik kararından haberdar olmadığı, bu nedenle kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmadığından bahsedilemeyeceği, sanığın denetimli serbestlik ihlal kastının bulunmadığı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verildiği, sanığın kararı yasal süresi içerisinde temyiz ettiği, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı ek kararı ile, sanığın hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle “temyiz talebinin reddine” karar verildiği, anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." şeklindeki, 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, mahkemece kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı kararı ile düşme kararı verilmesi kanuna aykırı ise de;
Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması halinde asıl karardaki hukuka aykırılıkların ancak olağan kanun yolları olan temyiz/istinaf incelemesi kapsamında değerlendirilebileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Her ne kadar Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin ek kararında sanığın kararı temyiz etmesinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de,
5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usülü Kanunu’nun “Temyiz talebinin kabule şayan olmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi” başlıklı 315. maddesinde yer alan: “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder. Temyiz eden taraf red kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta Temyiz Mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini taleb edebilir. Bu takdirde dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı hükmün infazı tehir olunmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, mahkemelerce
hangi hallerde temyiz talebinin reddedileceğinin tahdidi olarak belirtildiği, yasal düzenleme kapsamında temyiz talebinin sanığın hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile reddedileceğine dair bir düzenlemenin bulunmadığı gözetilerek sanığın süresinde verdiği temyiz dilekçesine istinaden talebinin kabul edilerek dosyanın olağan kanun yolu incelemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden temyiz talebinin reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, sanığın yasal süresinde verdiği temyiz dilekçesine istinaden talebinin kabul edilerek dosyanın olağan kanun yolu incelemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden “temyiz talebinin reddine” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli 2015/718 esas ve 2016/45 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.