Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11119 Esas 2014/16658 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11119
Karar No: 2014/16658
Karar Tarihi: 20.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11119 Esas 2014/16658 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen menfi tespit davasında, davacı müvekkilin dava dışı kişinin borcuna karşılık davalıya verdiği senedin tahrif edildiği ve borcu ödendiğine dair kayıtların silindiği iddiasıyla senetten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve %40 tazminat talep edilmiştir. Davalı ise borcun kısmen ödendiğine dair yazılı bir delil olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davalının resmi belgeyi bozma suçundan ceza aldığı ve senedin tahrif edildiği yönünde raporlar bulunduğu gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararına göre, hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle, konusunda uzman bir grafolog bilirkişiden rapor alınarak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi ve ceza mahkemesi kararlarının hukuki bir bağlayıcılığı olmadığına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01/02/2012 tarih, 2011/19-639 esas ve
19. Hukuk Dairesi         2014/11119 E.  ,  2014/16658 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 13/02/2014
    NUMARASI : 2012/238-2014/48

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı kişinin borcuna karşılık davalıya 22.05.2006 tanzim, 30.06.2006 vade tarihli 14.500 TL bedelli senet verdiğini, senede mahsuben müvekkilinin toplam 11.500 TL ödeme yaptığı ve bu ödemeler senedin arka yüzüne yazılıp müvekkili tarafından imzalandığı halde davalıların senette tahrifat yapıp ödeme kayıtlarını silerek senedi toplam 21.607,18 TL üzerinden icra takibine koyduğunu, bakiye 3.000 TL borcun ise zamanaşımına uğradığını ileri sürerek senetten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitini, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının borcu kısmen ödediğine ilişkin herhangi bir yazılı delil sunamadığı, davacının ödediğini iddia ettiği kısım dışında kalan kısmın ise zamanaşımına uğramadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davalının ceza mahkemesinde yargılanarak hakkında davaya ve takibe konu senette tahrifat yaptığı gerekçesiyle resmi belgeyi bozma suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ceza mahkemesince alınan raporlarda davaya konu senedin vade kısmının yer aldığı bölümün ile davacının davalının ödemelerinin yer aldığı bölümün yırtılarak alındığının belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davalı hakkında dava konusu bono nedeniyle resmi belgeyi bozma suçundan dolayı davacının katılan olarak yer aldığı Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/414 Esas, 2011/372 Karar sayılı dosyasında yargılama yapıldığı, yargılama sonunda sanık olan davalının resmi belgeyi bozma suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün kesinleştiği, dosya kapsamı ile sabittir.
    B.K." nun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesinin mahkumiyet kararında tespit ettiği maddi olgu hukuk hakimini bağlar ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ceza mahkemesi kararlarının böyle bir etkiye sahip olmayacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01/02/2012 tarih, 2011/19-639 esas ve 2012/30 sayılı kararında belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda deliller toplanıp, senette tahrifat bulunup bulunmadığının belirlenmesi için konusunda uzman bir grafolog bilirkişiden hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp hep birlikte değerlendirildikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara