Esas No: 2020/17813
Karar No: 2022/8212
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17813 Esas 2022/8212 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/17813 E. , 2022/8212 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli, 2016/21 esas ve 2016/394 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 29/09/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 tarihli, 2015/11082 soruşturma, 2015/4687 esas ve 2015/3930 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 191/10, 58 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında daha önce kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ihlal nedeniyle Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesine 2015/348 esas sayılı kamu davasının açıldığı, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 05/05/2016 tarihli ve 2016/21 esas, 2016/394 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği,
3- Dosya arasında bulunan Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas ve 2016/469 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 05/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 08/12/2014 tarihli, 2014/7274 soruşturma ve 2014/148 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına kesin olarak karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edildiği ve infazı için Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
b-) Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 15/05/2015 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine,
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 11/06/2015 tarihli ve 2015/5795 soruşturma, 2015/2096 esas, 2015/1759 sayılı iddianame ile Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
c-) Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2016 tarihli, 2015/348 esas ve 2016/469 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 21/06/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
d-) Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2017 tarihli, 2016/472 esas ve 2017/166 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
e-) Karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine,
Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/01/2020 tarihli, 2019/3778 esas ve 2020/779 sayılı ilamı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesin olarak verilmesi, şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkının tanınmaması nedeniyle durma kararı verilmesi gerektiği ve erteleme kararından sonra kamu davası açıldığından mahkemece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilemeyeceği gerekçeleriyle Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2016 tarihli, 2015/348 esas ve 2016/469 sayılı kararının “kanun yararına BOZULMASINA” karar verildiği, bozma sonrası davanın derdest olduğu,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ...'nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli ve 2016/21 esas, 2016/394 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli, 2016/21 esas ve 2016/394 sayılı kararına konu Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 tarihli iddianamesinde "sanık hakkında daha önceden Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/12/2014 tarihli, 2014/7274 soruşturma ve 2014/148 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karar verildiği ve bu kararın ihlali neticesinde Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı" gerekçesiyle yeni bir erteleme kararı verilemeyeceğinin belirtildiği,
Kanun yararına bozulması talep edilen Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/21 esas sayılı dosya aslı ile birlikte gönderilen Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas sayılı dosya aslı incelendiğinde;
Somut olayda, adı geçen sanık hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/12/2014 tarihli, 2014/7274 soruşturma ve 2014/148 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararı müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeniden uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla bulundurmak suçunu işlemesi sebebiyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/06/2015 tarihli, 2015/5795 soruşturma, 2015/2096 esas ve 2015/1759 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2-1. cümle uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2016 tarihli, 2015/348 esas ve 2016/469 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma yoluna başvurulması sonrasında, anılan kararın Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 22/01/2020 tarihli, 2019/3778 esas ve 2020/779 karar sayılı ilamıyla "mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır." şeklinde açıklamaya yer verilerek bozulması üzerine, Mahkemesince 04/06/2020 tarihli tensip zaptı tanzim edildiği ve duruşmasının da 19/11/2020 tarihine bırakıldığı anlaşılmakla,
Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesince her ne kadar sanığın mahkûmiyetine dair karar verilmiş ise de; Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas sayılı dosyası kapsamında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere kesin olarak verildiği ve sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı ve bozma ilamı sonrasında, Mahkemesince tensip zaptı düzenlendiği, kamu davasının ertelenmesine dair kararın sanığa usulüne uygun şekilde tekrardan tebliğini müteakip, denetim süresinin tekrardan işlemeye başlayacağı, Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin incelemeye konu dosyadaki suç tarihinin de 29/09/2015 olduğunun ve Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış olan anılan dava dayanak alınarak inceleme konusu davanın açılmış olduğunun anlaşılması karşısında; Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin anılan dava sonucunun inceleme konusu davayı doğrudan etkileyeceği gözetilerek, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin anılan davasının bekletici mesele yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli, 2016/21 esas ve 2016/394 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 29/09/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli, 2016/21 esas ve 2016/394 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Dosya arasında bulunan Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas ve 2016/469 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Sanığın 05/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 08/12/2014 tarihli, 2014/7274 soruşturma ve 2014/148 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına kesin olarak karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilmesinden sonra şüphelinin 15/05/2015 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 11/06/2015 tarihli iddianame ile Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2016 tarihli, 2015/348 esas ve 2016/469 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2017 tarihli, 2016/472 esas ve 2017/166 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği, kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/01/2020 tarihli, 2019/3778 esas ve 2020/779 sayılı ilamı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesin olarak verilmesi, şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkının tanınmaması nedeniyle durma kararı verilmesi gerektiği ve erteleme kararından sonra kamu davası açıldığından mahkemece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilemeyeceği gerekçeleriyle Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2016 tarihli, 2015/348 esas ve 2016/469 sayılı kararının “kanun yararına bozulmasına” karar verildiği, bozmadan sonra davanın derdest olduğu,
Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesince her ne kadar sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/348 esas sayılı dosyası kapsamında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bozma ilamı sonrasında, Mahkemesince 2020/285 esasa kaydedilen davanın derdest olduğu, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesince durma kararı verilerek kamu davasının ertelenmesine dair kararın sanığa usulüne uygun şekilde tebliği ile infazın sonucunun beklenilmesi gerektiği, incelemeye konu Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasındaki suç tarihinin 29/09/2015 olduğu ve Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış olan dava dayanak alınarak inceleme konusu davanın TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan açılmış olduğu dikkate alındığında, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında verilecek kararın, inceleme konusu davayı doğrudan etkileyeceği ve sanığın hukuki durumunun önceki davada verilen karara gore değerlendirilmesi gerekeceği, bu nedenle davaların birleştirilerek delillerin ve sanığın hukuki durumunun birlikte değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından; mahkemece davanın Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/285 esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, davanın Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/285 esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli, 2016/21 esas ve 2016/394 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.