Esas No: 2022/6774
Karar No: 2022/8199
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/6774 Esas 2022/8199 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/6774 E. , 2022/8199 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : GENÇ Asliye Ceza Mahkemesi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Bozmaya uyulduğu yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda
yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında Genç Sulh Ceza Mahkemesinin 04/07/2012 tarihli kararıyla TCK'nın 191/1, 62/1 ve 50/1-a. maddeleri gereğince 6.000 Türk lirası adli para cezasına hükmedildiği, ancak hükme karşı sanık tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/14964 esas, 2016/6114 sayılı ilâmıyla 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine Genç Asliye Ceza Mahkemesi 19/04/2018 tarihi 2016/127 esas ve 2018/145 karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine, sanığın 01/11/2018 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde kullanma suçunun ihbar olunması ile Genç Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2021 tarih 2021/138 esas 2021/321 karar sayılı ilamı ile hükmün açıklandığının anlaşılması karşısında, Genç Sulh Ceza Mahkemesinin 04/07/2012 tarihli hükmün yalnız sanık tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle, sanığın kazanılmış hakkı korunarak bozma öncesi hükümde olduğu gibi hapis cezasının paraya çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.